Sitemize Hoş Geldiniz ------Sitemizdeki Konu Sayısı 1400'ün üzerine çıkmıştır Bir çok deney ve araştırma konularımız sizin ilginizi çekebilir SİTEDE ARAMA YAPMAK İÇİN YANDAKİ ARAMA KUTUSUNU KULLANIN Aşağıdaki kayan resim menüsüne de İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK konuları ekleyeceğim

Organik Tarımda HUMİK ASİT MUCİZESİ

0 yorum

 Hümik asitler veya humus, kısmen veya tamamı ile çürümüş bitki veya hayvan artıklarının oluşturduğu siyah veya koyu kahverenkli maddelerdir.
Liebig humusu şöyle tarif etmiştir: “alkali ortamda kolayca çözünebilen, fakat suda çözünmeyen, alkalilerin veya asitlerin aksiyonu ile bitkilerin bozulması boyunca üretilen kahverenkli bir madde”. Khristeva humusu “zamanla bozunmaya karşı maddenin ilk hayati durumundan daha dirençli kılan hayvansal ve bitkisel organizmalardan arta kalan transformasyon maddesidir” diye tanımlamıştır. Humus kelimesi bazı toprak bilimcileri tarafından “toprak organik maddesi” şeklinde de kullanılmıştır. Bu anlam topraktaki hümik asitleri içeren tüm organik maddeleri kapsamaktadır. Toprak organik madde kavramı genellikle bitki ve hayvan dokuları, toprak biyokütlesi, hümik maddeler ve canlı organizmalar tarafından sentezlenmiş tüm organik maddeleri içermektedir. Hümik asitler kolloidal maddelerdir ve kil gibi hareket etmektedirler. Hümik molekülünün katyon değişim siteleri hidrojen iyonu ile doldurulduğu zaman oluşan madde “hümik asit” olarak düşünülmektedir. Fakat bunun pH üzerinde büyük etkisi yoktur. Zira, bu asit suda çözünmemektedir. Katyon değişim siteleri hidrojen haricinde herhangi bir katyon ile doldurulursa bu madde “humat” olarak tarif edilmektedir. Monovalent alkali metallerin humatları suda çözünmektedir. Kristeva hümik asitlerin alkaliler ile işlenmesi ile sodyum ve potasyum humatları elde etmiştir. Fakat multivalent metal humatları, metaline göre suda ya kısmen çözünmekte veya hiç çözünmemektedirler. Kimyasal olarak bulunduğu bölgeye göre çok farklı özellikler gösteren hümik asitlerin moleküler büyüklüğü 2000-300000 Dalton, karbon içeriği %45-65, oksijen içeriği %30-50, katyon değişim kapasitesi 500-1500 meq/100 g olarak tespit edilmiştir.

Humik asit tamamen doğal ve organik bir maddedir. Humus suyu gibi düşünmek mümkündür. Humusun en aktif maddesidir. Gönül rahatlığı ile meyve ,sebze ve her tür ağaç için kullanabilirsiniz. Humik asit çürümüş bitki ve hayvan artıklarından elde edilir. Koyu kahverengi bir sıvıdır. Su ile karıştırılarak kullanılır. Karışım oranları h.asitin derişime bağlı olduğu için üretici firmanın etiketinde belirtilen oranlardadır ancak doğal bir madde olduğu için fazla kullanımı zarar vermez. Suyla karıştırmadan uygulamayın.

Humikasit artan gübreleme ve ilaçlama ile toprağın kaybolan humusunu ,organik maddelerini geri kazandırarak verimi artırır. PH değeri nedeniyle aynı zamanda bir toprak düzenleyicidir. Toprağın asit- baz dengesini sağladığı için bitkilerin köklerinden besinleri daha kolay ve hızlı almasını sağlar. Bu nedenle verime ve büyüme hızına ciddi etkisi vardır.

Toprak sadece organik ve inorganik maddelerden oluşmaz. Bitki çoğu organik maddeyi bakterilerin işlemesinden sonra kullanabilir. Azotu işleyen ,demir elementini dönüştüren ,organik maddelerin çürümesini sağlayan daha pek çok bakteri iş yapan çeşitli bakteriler vardır toprakta. Bu faydalı bakteriler olmadan bitkiler yaşamını sürdüremez. Örneğin çürütüçü ,azot ayrıştırıcı bakteriler olmasa istediğiniz kadar hayvan gübresi verin bitkiniz bu gübreden faydalanamaz ve kururdu. Bu bakterilerin sayısının artması toprağın asit baz dengesi ile doğrudan orantılıdır. Humik asit faydalı bakteri popilasyonunun artmasında, organik maddelerin toprakta bitkinin kullanabileceği şekilde parçalanmasında oldukça etkilidir.

Humik asit ayrıca toprağın havalanmasını ,su tutma kabiliyetinin artmasınıda sağlar. Killi topraklar bilindiği gibi kuruduğunda çatlarlar. Bu çatlaklıklar aynı zamanda topraktaki organik madde eksikliğininde delilidir. Bu tür bir toprakta dahi humikasit kullanımı toprak durumunu iyileştirir. Humik asit ağırlığının yirmi katı suyu toprakta tutabilir.

Bazı ziraatçiler humik asitin bitki köklerindeki besin geçişi sağlayan gözeneklerin açılmasını sağladığını söylemektedir. Bu sayede bitki daha rahat besinleri alabilmektedir. Bitki kök gelişimini hızlandırmaktadır.

Humik asit için organik bir mucizedir desek yeridir. Hertür gübre ile rahatlıkla kullanılabilir. Kullanacağınız gübrenin etiketinde aksi belirtmediği takdirde diyede ekleyelim.

Humik asit tohumların çimlenme kabiliyetini ciddi oranda artırır.


Humik asit ucuz bir malzemedir. Ancak etkisi çoğu pahalı gübreden daha yüksek olabilmektedir.

Rusyada yapılan deneylerde sadece humik asit kullanımı ile ürün verimi aşağıdaki oranlarda arttığı raporlanmıştır.

Salatalık...................................... % 34
Domates(Rivermen).................... % 23
Domates(Sonato)....................... % 17
Patates....................................... % 28
Mısır............................................ % 30
Arpa............................................ % 55
Beyaz Pirinç............................. % 20

Fulvik asitte tıpkı humik asit gibi çürümüş bitki ve hayvan atıklarından oluşan bir maddedir. Doğada genelde birlikte bulunurlar ve benzer etkilere sahiptirler. Ancak fulvik asitin moleküler boyutu humik asitten oldukça küçüktür. Bu nedenle toprakta humikasit gibi fazla kalamaz. Etkiside kökler açısından humik asit kadar değildir. Fulvik asit küçük molekül boyundan ötürü yapraktan gübreleme için daha uygundur.

Ağaçlarınız için sürekli bir humik ve fuvik asit takviyesi ,kaynağı isterseniz leonardit başlıklı yazımızı okumanızı öneririz.

Hümik Asitlerin Faydaları Nelerdir?F
Humik asitlerin yararları fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak üç grupta toplanır.

1-) Fiziksel Yararları :

a) Toprağın yapısını düzeltir.
b) Toprağın havalanma özelliğini arttırır. Köklerin daha iyi havalanmasını sağlar
c) Toprağın su tutma kapasitesini arttırır. ( Kendi ağırlığının 20 katı fazla ağırlıktaki suyu tutabilme yeteneği vardır. )
d) Toprağın rengini koyulaştırarak daha fazla güneş enerjisinin emilmesini sağlar.

2) Kimyasal Yararları :
a) Asidik ve bazik özelliklerdeki toprakları nötralize eder. Fazla tuzluluğu ve fazla kireçliliği gidererek toprağın pH' sını düzenler.
b) Suda çözünebilir inorganik gübreleri kök bölgesinde depolar ve bitkinin ihtiyacı oldukça bunları serbest bırakır.
c)Toprağın katyon değişim kapasitesini en yüksek seviyeye çıkartır.
d) Hümik asit kimyasal olarak aktif bir karaktere sahiptir ve topraktaki çeşitli metaller, mineraller ve organikler ile çözünebilir veya çözünemez kompleksler oluşturma yeteneği vardır. Bu özelliği bitkinin besinleri kolay ve sürekli almasını sağlar. Demir noksanlığını gidermeye yardımcı olur.
e) Şelatlama özelliğine sahiptir.
f) Topraktaki kireç içerisindeki karbondioksiti serbest duruma getirir. Bu serbest karbondioksitin fotosentezde kullanılması imkanını hazırlar.
g) Topraktaki azot, fosfor, potasyum, demir, çinko ve iz elementler gibi gerekli besinlerin bitki tarafından alınabilmesini en yüksek düzeye çıkartır.
h) Bitki gelişimi için gerekli olan mineraller (iz mineraller de dahil) ve organik maddelerce zengindir. Ayrıca, doğal karbon içermesinden dolayı bitkinin gelişiminde kullanılabileceği oldukça fazla miktarda enerji de ihtiva eder (1 gramda 5.000 kaloriye kadar)
ı) Hümik asit biyokimyasal özelliği ile , toprağın zararlı , kirletici ve zehirli maddelerden temizlenmesini sağlar. Toprakta mevcut olan kurşun, cıva, kadmiyum ve diğer zararlı ve radyoaktif elementlerin , endüstriyel atıkların, zehirlerin ve çevre için zararlı kimyasal maddelerin (ilaçlamadan gelenler de dahil) çözünebilir durumdan çözünemez duruma geçmelerini sağlar. Böylece, bunların bitki tarafından emilmelerini önler. Bunların zamanla dibe çökmesi sonucu toprak temizlenir.

3) Biyolojik Yararları :
a) Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolayısıyla , bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır.
 b) Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır. Kökleri kuvvetlendirir. Saçak kök oluşumunu teşvik eder.
c) Tohumda çimlenmeyi hızlandırır. Bitkinin hayatta kalabilme yeteneğini arttırır.idelerin daha hızlı ve kuvvetli büyümelerini sağlar.
d) Bitkide hücre enerjisinin fazlalaşmasını sağlar.
e) Bitki metabolizmasını düzenleyerek azot bileşenlerinin birikmesini önler.
f) Yararlı toprak mikroorganizmalarının gelişmeleri ve çoğalmaları üzerinde uyarıcı etki yapar. Bunların topraktaki miktarını ve aktivitelerini arttırır.
g) Bitkinin soğuğa, sıcağa ve fiziksel etkilere karşı dayanıklılığını arttırır. Böcek ve hastalıklara karşı direncini çoğaltır.
h) Meyvelerde (üründe) hücre duvarları kalınlığının artmasını sağlar. Böylece, ürünün depolanma süresi ve raf ömrü uzar.
ı) Elde edilen ürün ( meyve, sebze, çiçek, dane, kök gibi ) daha kaliteli olur. Bunların, dış görünüşlerinin daha göz alıcı ve besin değerlerinin daha yüksek olmasını sağlar



LEONARDİT KULLANIMI ve FAYDALARI
(Daha önceki yazılarımızda mevcut olan topprağın kalitesini arttıran katkı maddeleri konu başlığında anlatılmıştı.)

Önemli bir humik ve fulvik asit kaynağı olan leonardit Alternatif Tarımın ürettiği toprak düzenleyicilerde kullanılan diğer organik madde kaynağıdır. Üretimde kullanılan leonarditin organik madde düzeyi %50 üzerinde olup %40 düzeyinde humik asit içermesi önemli bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca uygun pH (%6.5) düzeyi ve tuzsuz olması leonarditin tarımsal açıdan kullanımında büyük yararlar sağlamaktadır.




Tamamen organik kökenli olan ve oluşumu yüzbinlerce yıl alan Leonardit toprağa organik madde dışında humik ve fulvik asit sağlayarak toprağın kimyasal ve fiziksel kalitesini olumlu yönde geliştirmektedir. Leonardit özellikle Türkiye gibi toprakları kireççe zengin ortamlarda sağladığı organik asitlerle bitki besin maddelerinin alımını arttırmaktadır. Başka bir ifadeyle topraklarımızda yıllardır yanlış gübreleme sonucu birikmiş olan fosfor, potasyum gibi besin elementlerini çözerek bu besin elementlerinin alımını sağlamaktadır. Leonardit yüksek su tutma kapasitesi nedeniyle sulama suyunun topraktan hemen uzaklaşmasını engelleyerek düşük su tüketimini sağlamaktadır.

Leonardit toprağın organik madde oranını artırır. Uzun süre sürekli olarak toprağa humik ve fuvik asit verir. Faydası sağladığı organik madde yanında bu humik asit ve fuvik asitten kaynaklanır. Humik asit ve fulvik asit başlığımızı okuyun.

Çizelge 2. Leonarditin kimi fiziksel ve kimyasal özellikleri

LEONARDİT

Miktar

Organik madde (550°C yakma)

55%

pH (26°C)

6.94

Toplam humik ve fulvik asit

%49.5

Nem (105°C)

%18.7

Gözeneklilik

%33


Bitki gelişmesine etkisi

    Hümik asitler ile “auxin” (hücrenin gerilip uzaması, bölünmesi gibi birçok değişik fonksiyonu düzenleyen çeşitli bitki hormonları) tipi reaksiyonların varlığı üzerine birçok makale yazılmıştır. Hümik asitlerin tohumun çimlenme kapasitesini arttırdığını ve bitkilerin vitamin içeriğini çoğalttığını bildirmişlerdir. Hümik asitlerin tohumun çimlenmesini etkilemesi bitkinin köklerini etkilemesine benzemektedir. Su ve besin maddelerini taşıyan hümik asitler tohumun gözeneği boyunca çekilmekte ve çimlenmenin başlaması için tohumu uyarmaktadır. Tohumdaki nakil için gerekli mekanizma, indolbütirik asitin mekanizmasına benzemektedir. Fakat yine de tam olarak bilinmektedir. Hümik asitler sadece tohumu uyarmakla kalmaz, aynı zaman da kök sistemini ve üst aksamı da uyarmaktadır. Özellikle bunların etkisi kökte öne çıkmaktadır. Kök gelişimindeki ilerleme bitkinin veriminin artmasındaki en önemli etkendir. Birçok araştırmacı mikroorganizmaların değişik gruplarının gelişmesinde hümik asitlerin olumlu etkilerini gözlemlemişlerdir. Bu araştırmacılar bu etkiyi hümik asitlerin demirle yaptığı komplekse veya onların kolloidal doğasına veyahut da hümik asitlerin organik katalist gibi hareket etmesine yüklemişlerdir. Mikroflora popülasyonunun uyarılması hümik asitlerin karbon ve fosfat kaynağı olması ile alakalıdır. Hümik asitler bu populasyonun artması için gerekli siteleri sağlamaktadır. Bakteriler organik katalist olarak hareket eden enzimleri oluşturmaktadır. Kristeva vejetasyonun erken safhalarında bitkiye geçen hümik asitlerin polifenol kaynağı olduğunu ve bunun da solunum katalisti vazifesi yaptığını tespit etmiştir. Bu bitkinin yaşama aktivitesini arttırmasına neden olmaktadır. Örneğin; enzim sistemleri yoğunlaşmakta, hücre bölünmesi hızlanmakta, kök sistemleri büyük gelişim göstermekte ve kuru madde verimi çoğalmaktadır.

     Humat-bitki sistemi bitkilerin büyüme ve gelişmeleri için çok önemli olan iki işlemle tanımlanmaktadır. İlk işlem hücre enerjisinin güçlendirilmesi ve bunun bir sonucu olarak da iyon değişim kapasitesinin arttırılmasıdır. Hümik asitler gerekli besin maddelerini bünyelerinde topladıktan sonra bunları bitki ihtiyaç duyduğu miktar kadar bırakmaktadır. İkinci işlem hücre gözenekleri geçirgenliğinin artmasıdır. İşlemlerin önemli bir çoğunluğu hümik asitler-toprak sisteminde gözlenmektedir: kilin gevşetilmesi, suyun toprağa nüfuz edişinin kolaylaştırılması, toprağın iyon değişim kapasitesinin arttırılması ve toprak canlılarının uyarılması bu sisteme verilebilecek en önemli örneklerdir. Özellikle killi toprakların sıkı bir yapı teşkil etmesi bitki besleme ve geliştirmede ciddi bir problemdir. Kil ve tuz yüzdesi fazla olan topraklarda bir kil parçacığının etrafındaki artı değerlikli yük, diğer parçacığın düz yüzeyindeki eksi değerlikli yükle birleşmektedir. Bu durum oldukça sıkı üç boyutlu bir yapı oluşturmaktadır. Hümik asitler her bir kil parçacığının etrafında film yaparak bunları birbirinden ayırmaktadır. Böylece havadaki oksijen köklere ulaşmakta, bitki besin çözeltisi için gerekli su miktarı bitkinin kökleri etrafında yeterli miktarda sağlanmakta ve bitkinin kökleri fıtri gelişimini tamamlamaktadır. Suyun toprağa nüfuz edişinin kolaylaşması iki şekilde gerçekleşmektedir.
      Birinci durumda hümik asitler tuzları çözmekte ve onları kil parçacığının yüzeyinden uzaklaştırmaktadır. Sonuçta oluşan eksi değerlikli yük kil parçacıklarının birbirlerini itmelerine neden olmakta ve böylece toprak gevşemektedir. İkinci durumda hümik asitlerin bünyelerindeki karboksilik (-COOH) gruplar artı yüklü parçacıklar ile bağlanmaktadırlar. Bu artı yük iyonların (tuzların) çözünmelerini ve kil parçacığı üzerinden uzaklaşmasını sağlamaktadır. Hümik asitler suyun topraktan buharlaşmasını yavaşlatmaktadır. Bu durum kilin hiç olmadığı veya kısmen az olduğu ve su tutma kapasitesi olmayan kumlu topraklar için önemlidir. Suyun dipolar molekül olması ve elektriksel olarak da nötr olmasından dolayı oksijen içeren molekülün sonu bir iyona gevşek olarak bağlanmaktadır. Su molekülünün eksi yüklü kısmı veya hidrojen bir miktar nötrleşmektedir. Sonuçta hidrojenin bulunduğu yerin artı çekim gücü artmaktadır.
   
     Diğer su molekülünün oksijen bulunan yeri (eksi yük) hidrojenle birleşmektedir. Bu durum su molekülünün çekim gücü bitene kadar sürmektedir. Ayrıca hümik asitler iklim şartlarına göre toprağın rengini daha koyu renklere dönüştürme özelliğine sahiptir. Böylece toprağın ısı şartları da değişmiş olmaktadır. hümik asitlerin kolloidal yapısı ve ana fonksiyonel grupların hidrofilleşmesinin yüksek seviyede oluşu onlara tutkal özelliğini vermektedir. Birçok araştırmacı, bundan dolayıdır ki, hümik asit uygulamalarından sonra toprağın su tutma özelliğinin geliştiğini ve kurak bölgelerde bunun etkili olduğu gözlemlemişlerdir.






Örnek Bir Humik Asit Uygulaması

    Hüsnü yusuf fideleri 35 günlük olşduğunda bitkinin gelişimi teşvik erken çiçeklenmesini sağlamak için %2 lik humik asit ve ardında 5000ppm dozunda herbagreen uygulanır. üç gün boyunca humik asit ve HERBAGREEN uygulaması yapılır.

Bu arada HERBAGREEN nedir ne işe yaya inceleyelim

TOHUMLARA HERBAGREEN UYGULAMASI

Herbagreen her tür tohumda çimlenme gücünü artırır. Tohumlan biyotik ve abitotik streslere karşı dirençli kılar. Herbagreen tohumların çimlenme gücünü artırma maksadıyla kullanımında tohum suda ıslatılır, Herbagreen içerisine nemli halde konulup karıştırıldıktan sonra tohum yatağına atılır. Bu uygulama çimlenme gücünü artırma etkisinin aynı sıra tohumu bakteri, mantar ve böcek saldırılarından korur. ISI STRESLERİNE KARŞİ HERBAGREEN UYGULAMASİHertagreen bitkileri sıcak ve soğuk ısı streslerine karşı daha dirençli kılar. Sıcak ve çok sıcak günlerde fotosentez depresyonu oluşumunu giderir ve bitkinin tüm gün boyu maksimum fotosentez yapmasını sağlar. Su kayıplarını en düşük düzeyde tutarak bitki gelişimini teşvikeder. Özellikle dona dayanımı artırma maksadıyla kullanmada sonbaharda yaprak dökümünden sonra %0.5 dozunda (litreye 5 gram) yapılacak uygulama hücre içerisinde kuru madde oranını artırarak hücre düzeyinde daha az su bulunmasını sağlar. Aynı zamanda hücre içerisinde iyon konsantrasyonunu yükseltmeksuretiyle üşüme ve donmaya karşı dürenci bitki direncini artınr.

ERKENCİLİĞİ TEŞVİK ETMEK ÜZERE HERBAGREEN UYGULAMASI

Erkenci türlerde daha erken hasat için tomurcukların patlamasından itibaren 15-20 gün aralıkla yapılacak %0.5 dozunda Herbagreen uygulamaları ile hasat yaklaşık 15 gün öne alınabilir. Serada tüm sebze türleri, üzüm, çağla erik, badem gibi erkenciliğin çok önemli olduğu türlerde 15 günlük erkencilik pazarda avantaj sağlar.Yaprağını döken meyve türlerinde sonbaharda yaprak dökümünden önce %0.5 dozunda bir defa yapılacak Herbagreen uygulaması erken uyanmayı sağlar. Bu ürünlerde özellikle erken ilkbaharda don riskinin olduğu üretim alanlarında tomurcukların patlamasından hemen önce %0.5 dozunda Herbagreen uygulaması erken dönemde don ve/veya üşümeye karşı bitki direncini artınr.

MEYVE KALİTESİNİ ARTIRMAK ÜZERE HERBAGREEN UYGULAMASI

Herbagreen meyvelerde suda çözünen kuru madde miktannı (Brix) yaklaşık %2 düzeyinde yükseltir. Meyve iriliğini ise yaklaşık %25 artınr. Bu sayede özellikle hipermarket zincirleri tarafından pazarlamak üzere ürün seçiminde tüm bahçe ürünlerde Brix değeri ile diğer bazı analiz değerlerinin kalite unsuru olarak öngörülmesi nedeniyle üreticinin ürününü seçkin pazarlara sunma fırsatını doğurur. Salçalık domates, konserveye işlenecek meyve ve sebze türleri gibi sanayide kullanılacak ürünlerde %2 daha yüksek Brix değerine sahip ürünler işleme randımanı ve nihai üriin kalitesini yükseltir. Meyve türlerinde kabuk dokusunu daha sıkı halegetirir, hasada yakın yağışlara bağlı meyve çatlamalarını önler, meyve yapısını daha iyi hale getirir, meyve özgül ağırlığını artınr, meyvenin parlaklığını ve albenisini artırır, pazarianabilir meyve oranını yükseltir. Meyveden su kaybını azaltır, su stresine bağlı meyve dökümleri ile meyve kabuğu çatlamalarını önler. Meyvenin raf ömrü ve depolanabilme süresini artırır. Depoda fizyolojik zararianmalann ortaya çıkışını engeller. Tüm meyve ve sebze türlerinde meyve iriliğini ve birim alana verimi artınr.

AÇIKTA VE ÖRTÜ ALTINDA SEBZE ÜRETİMİNDE ÜRÜN MİKTAR VE KALİTESİNİ ARTIRMA MAKSADIYLA HERBAGREEN UYGULAMASI

Fide döneminde %0.2'lik solüsyon halinde yapılacak 5-10 gün aralıklarla tekrarlamalı Herbagreen uygulamaları fide gelişmesi ve kalitesini artırır, daha iyi pişkinleşme ve dikimden sonra da daha iyi bir tutma başarısı sağlar. Fide dikiminden hemen sonra %0.5'lik solüsyon halinde yapılacak 15-20 gün aralıklarla tekrarlamalı Herbagreen uygulamaları sebzelerde fide dikiminden itibaren ürüne yatma süresini kısaltır. Meyvelerde suda çözünen kuru madde miktarını (Brix) yaklaşık %2 düzeyinde yükseltir. Meyve iriliğini yaklaşık %25 artırır, ürünün hipermarket zincirlerinde pazarlama fırsatı sağlar. Sanayide kullanılacak sebzelerde %2 daha yüksek Brix değeri işleme randımanı ve nihai ürün kalitesini yükseltir. Yeşil sebzelerde ürün kalitesini, miktarını, özgül ağdığını, ürünün tat ve aroma bileşenlerini artırır, birim alana verimi yükseltir, pazarianabilir ürün miktannı artırır. Hastalık ve zararlılara daha fazla dirençsağlar.

MEYVE AĞAÇLARI ve SÜS BİTKİ TÜRLERİNDEZARAR GÖREN BİTKİNİN ONARILMASI MAKSADIYLA HERBAGREEN UYGULAMASI

Yanma sonucu taç kısmı zarar görmüş ancak kök kısmı canlı ağaç türlerinde bitki gövdesine %0.5 dozunda yapılacak Herbagreen uygulamaları bitkinin kendisini çok daha kısa sürede onarmasını sağlar. Çok şiddetli budanmış meyve ağaçları ile süs bitki türlerinde bitki gövdesine %0.5 dozunda yapılacak Herbagreen uygulamaları bitkinin kendisini çok daha kısa sürede onarmaları ve yeniden genç sürgünler oluşturmalarını ve ürün vermeye yönelmelerini sağlar.

SÜS BİTKİLERİ, BAĞ VE MEYVETÜRLERİNDE FİDAN ÜRETİMİ İLEGENÇ BİTKİ GELİŞMESİNİN UYARILMASI AMACIYLA HERBAGREEN UYGULAMASI

Tohumdan çöğür üretiminde suda ıslatılan tohumların Herbagreen İçerisine konulup karıştırıldıktan sonra tohum yatağına atılması şeklinde yapılan uygulama tohum çimlenmesini ve genç bitkilerin gelişmesini uyarır, erkenden aşılanabilir gelişme düzeyine erişmelerini sağlar. Yeşil çeliklerle çoğaltılan bitki türlerinde oksin uygulanmış ve/veya uygulanmadan köklendirme ortamına dikilmiş yeşil çeliklere %0.2'lik solüsyon halinde günaşırı yapılacak uygulamalar çeliklerde köklenmeyi ve fidan gelişmesini teşvik eder, fidan randımanı ve kalitesini yükseltir. Odunlaşmış çeliklerle çoğaltılan bitki türlerinde suda ıslatılan çeliklerin Herbagreen içerisine konulup kanştınldıktan sonra köklendimıe ortamına dikilmesi şeklinde yapılan uygulama çeliklerde köklenmeyi teşvik ettiği gibi tomurcuklann uyanmasını takiben %0.5'lik solüsyon halinde yapılacak uygulamalarfidan gelişmesini teşvik eder. Fidan randımanı ve kalitesini yükseltir. Dikimde fidan köklerine bitki başına 1 gram kadartoz halinde köklere yapılan Herbagreen uygulaması yeni dikilen fidanların tutma başansını artırır, kökgelişimini teşvikeder. Tomurcuklann uyanmasını takiben %0.5'lik solüsyon halinde yapılacak uygulamalar fidan tacının gelişimini artınr. Bu şekilde tekrarlanan uygulamalar bağ ve meyve türlerinde gençlik dönemini kısaltır, fidanın erkenden çiçek tomurcuğu oluştu rması ve ürüneyatmasım teşvikeder.

Sebzeler ve sera bitkilerinde humik asit(hümas) uygulama zamanları
EKİM ÖNCESİ veya ESNASINDA UYGULAMA:Ekim veya dikim öncesinde dekara 4-12 litre HÜMAS son hacim 20-40 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10-15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.
TOHUMA UYGULAMA:Ekimden en az bir gece önce tohuma %1 ile %2 arasında değişen oranda (100 kg tohuma 1 ile 2 litre arasında değişen miktarda HÜMAS tohum yüzeyine kaplanabilir.) HÜMAS hiç sulandırmadan veya 1:1 oranında (1 kısım HÜMAS 1 kısım su) sulandırılarak tohuma kaplanır. Kuru ve sıcak havalarda HÜMAS’ın tohuma karıştırma işlemi ekimden hemen önce yapılır. Sonra HÜMAS uygulanan tohumlar 15-20 dakika güneşte kurutularak ekim yapılabilir.
SULAMA SUYU İLE UYGULAMA:Yukarıda önerilen uygulamalar yapılamadığında veya ilave olarak sulama suyu ile HÜMAS uygulaması önerilir. Yağmurlama sulama ile en az bir defa dekara 4-12 litre (toprağa veya tohuma uygulamaya ilave olarak verilirse miktar 2-6 litre olabilir) HÜMAS sulamanın ilk 30 dakikalık kısmında verilerek devam eden sulama ile bitki yüzeyinden tamamen yıkanıp toprak içine nüfuz etmesi sağlanır. Yağmurlama ile uygulama ekim/dikimden hemen sonra yapılabileceği gibi tercihen dönem başında olmak üzere bitkinin gelişme dönemi içerisinde yapılabilir.
           Damlama sulama ile dekara 4-12 litre HÜMAS parçalar halinde veya 1 ton suya 0.1-0.5 litre HÜMAS karıştırarak en az 1-2 defa özellikle gelişme döneminin başında ve çiçeklenme öncesi yada 2-3 defa gelişme döneminin başında ve çiçeklenme öncesi ve meyve hasat döneminde verilmelidir.
Bu bitkiler fide olarak dikilmesi durumunda:Fide kökleri 100 litre suya 500 cc HÜMAS konarak hazırlanan solüsyona batırılarak dikilir. Bu uygulama topraktan veya sulama suyu ile HÜMAS uygulaması yapılıp yapılmamasına bakılmaksızın yapılabilir.

Meyve Ağaçlarında humik asit(hümas) uygulama zamanları
TOPRAKTAN UYGULAMA: Meyve ağaçlarına HÜMAS her zaman uygulanabilir ancak erken ilkbaharda ağaç uyanırken veya hasat sonrası yapılan uygulama en iyisidir. HÜMAS ağacın yaşına göre her yaş için klasik ağaçlarda 50-100 cc, yarı bodur ağaçlarda 25-50cc, tam bodur ağaçlarda 10-20 cc olarak (örneğin 5 yaşındaki klasik ağaçlara 5X50-100=250-500cc, yarı bodur ağaçlara 5x25-50=125-250cc, tam bodur ağaçlara 5X10-20=50-100cc uygulanmalı) hesaplanıp 5 katı su ile sulandırarak ağacın taç iz düşümüne verilir.   Daha fazla etki için, taç izdüşümü 15-30 cm açılarak uygulama yapılır ve tekrar kapatılır. Eğer ağaçların yaşı 40’dan fazla ise ağaç başına en fazla 5 litre HÜMAS uygulanmalıdır.
SULAMA SUYU İLE UYGULAMA::Damlama sulama ile ağaçlar için yukarıda önerilen miktarlarda HÜMAS parçalar halinde 2-3 sulamada verilebilir. Uygulanacak HÜMAS’ın 2/3’ünün çiçeklenme döneminden önce kalan kısmının meyve oluşum dönemi başında verilmesine dikkat edilmelidir.



Baklagil bitkilerinde humik asit(hümas) uygulama zamanları
EKİM ÖNCESİ veya ESNASINDA UYGULAMA:Ekim veya dikim öncesinde dekara 2-6 litre HÜMAS son hacim 20-30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10-15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.
TOHUMA UYGULAMA:Ekimden en az bir gece önce tohuma %1 ile %2 arasında değişen oranda (100 kg tohuma 1 ile 2 litre arasında değişen miktarda HÜMAS tohum yüzeyine kaplanabilir.) HÜMAS hiç sulandırmadan veya 1:1 oranında (1 kısım HÜMAS 1 kısım su) sulandırılarak tohuma kaplanır. Kuru ve sıcak havalardaHÜMAS’ın tohuma karıştırma işlemi ekimden hemen önce yapılır. Sonra HÜMAS uygulanan tohumlar 15-20 dakika güneşte kurutularak ekim yapılabilir.
SULAMA SUYU İLE UYGULAMA:Yukarıda önerilen uygulamalar yapılamadığında veya ilave olarak sulama suyu ile HÜMAS uygulaması önerilir. Yağmurlama sulama ile en az bir defa dekara 2-6 litre (toprağa veya tohuma uygulamaya ilave olarak verilirse miktar 2-4 litre olabilir) HÜMAS sulamanın ilk 30 dakikalık kısmında verilerek devam eden sulama ile bitki yüzeyinden tamamen yıkanıp toprak içine nüfuz etmesi sağlanır. Yağmurlama ile uygulama ekim/dikimden hemen sonra yapılabileceği gibi tercihen dönem başında olmak üzere bitkinin gelişme dönemi içerisinde yapılabilir.
           Damlama sulama ile dekara 2-6 litre veya 1 ton suya 0.1-0.5 litre HÜMAS karıştırarak en az bir defa özellikle gelişme döneminin başında olmak üzere yada 2 defa gelişme döneminin başında ve çiçeklenme öncesi (gelişme dönemi ortasına yakın) verilmelidir.

Endüstri bitkilerinde humik asit(hümas) uygulama zamanları
EKİM ÖNCESİ veya ESNASINDA UYGULAMA:Ekim veya dikim öncesinde dekara 4-8 litre HÜMAS son hacim 20-30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10-15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.
TOHUMA UYGULAMA:Bu uygulama pamuk, soya, ayçiçeği ve benzeri bitkiler için önerilir. Ekimden en az bir gece önce tohuma %1 ile %2 arasında değişen oranda (100 kg tohuma 1 ile 2 litre arasında değişen miktarda HÜMAS tohum yüzeyine kaplanabilir.)HÜMAS hiç sulandırmadan veya 1:1 oranında (1 kısım HÜMAS 1 kısım su) sulandırılarak tohuma kaplanır. Kuru ve sıcak havalarda HÜMAS’ın tohuma karıştırma işlemi ekimden hemen önce yapılır. Sonra HÜMAS uygulanan tohumlar 15-20 dakika güneşte kurutularak ekim yapılabilir.
SULAMA SUYU İLE UYGULAMA:Yukarıda önerilen uygulamalar yapılamadığında veya ilave olarak sulama suyu ile HÜMAS uygulaması önerilir. Yağmurlama sulama ile en az bir defa dekara 4-8 litre (toprağa veya tohuma uygulamaya ilave olarak verilirse miktar 2-4 litre olabilir) HÜMAS sulamanın ilk 30 dakikalık kısmında verilerek devam eden sulama ile bitki yüzeyinden tamamen yıkanıp toprak içine nüfuz etmesi sağlanır. Yağmurlama ile uygulama ekim/dikimden hemen sonra yapılabileceği gibi tercihen dönem başında olmak üzere bitkinin gelişme dönemi içerisinde yapılabilir.
           Damlama sulama ile dekara 4-8 litre veya 1 ton suya 0.1-0.5 litre HÜMAS karıştırarak en az bir defa özellikle gelişme döneminin başında olmak üzere yada 2 defa gelişme döneminin başında ve çiçeklenme öncesi (gelişme dönemi ortasına yakın) verilmelidir.

Tahıllarda humik asit(hümas) uygulama zamanları

EKİM ÖNCESİ veya ESNASINDA UYGULAMA:Ekim veya dikim öncesinde dekara 2-6 litre HÜMAS son hacim 20-30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10-15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.
TOHUMA UYGULAMA:Ekimden en az bir gece önce tohuma %1 ile %2 arasında değişen oranda (100 kg tohuma 1 ile 2 litre arasında değişen miktarda HÜMAS tohum yüzeyine kaplanabilir.) HÜMAS hiç sulandırmadan veya 1:1 oranında (1 kısım HÜMAS 1 kısım su) sulandırılarak tohuma kaplanır. Kuru ve sıcak havalarda HÜMAS’ın tohuma karıştırma işlemi ekimden hemen önce yapılır. Sonra HÜMAS uygulanan tohumlar 15-20 dakika güneşte kurutularak ekim yapılabilir.
SULAMA SUYU İLE UYGULAMA:Yukarıda önerilen uygulamalar yapılamadığında veya ilave olarak sulama suyu ile HÜMAS uygulaması buğday ve özelliklede mısır için önerilir. Yağmurlama sulama ile en az bir defa dekara 2-4 litre HÜMAS sulamanın ilk 30 dakikalık kısmında verilerek devam eden sulama ile bitki yüzeyinden tamamen yıkanıp toprak içine nüfuz etmesi sağlanır.
           Damlama sulama ile dekara 2-4 litre veya 1 ton suya 0.1-0.5 litre HÜMAS karıştırarak en az bir defa özellikle gelişme döneminin başında (mısır için ekimden hemen sonra veya çıkıştan 7-10 gün sonra) olmak üzere yada 2 defa gelişme döneminin başında ve püskül oluşumundan hemen önce verilmelidir.



Kaynak:Türkiye kömür işletmeleri


Kaynak 2

Leonardit

Dr. Boris Levinsky diyorki!..

“Dünyanın bütün kimyacıları birleşsek bu inanılmaz ve eşsiz maddeyi oluşturabilmemiz mümkün değildir, Canlı ve cansız maddeler arasındaki bağı oluşturan humatlar Allah'ın bize bir armağanıdır”


   Kimyasal gübreler, hatalı toprak işleme, tek ürün kültürü ve erozyon gibi nedenlerle organik madde bakımından fakirleşip verimsizleşen topraklar için umut: Leonardit

.İnsan yaşamında önemini hiçbir zaman kaybetmeyen tarım, 21. yüzyılda giderek artan hayati bir boyut kazanmıştır.Artan nüfus karşısında ekilebilir ve otlak arazilerin sabit, hatta azalmakta oluşu, bu boyutu daha da belirginleştirmiş ve dünya açlığa doğru giderken tarımsal ürünlerin, dolayısıyla üretken toprağın stratejik değeri de artmıştır.Tarım sorunları ve verimsizliğin başlıca sebeplerinden birincisinin toprak sorunları olduğu ve toprak sorunları giderilmeden, tarım sorunlarının çözülemeyeceği gerçeği kabul görmeye başlamıştır.’Hatalı ve Yanlış Arazi Kullanımı’ tanımı içerisinde, toprakta doğal yapı bozuklukları ile birlikte verim güçleri de kaybolmakta ve çiftçiler birim alandan arzu ettikleri üretimi alamadıkları için ekonomik sıkıntı yaşamaktadır. Bu nedenle çiftçilerin katılımı sağlanarak toprak ıslah çalışmalarının başlatılmasına acilen ihtiyaç vardır.Toprak doğal yapısı yüzde 45 inorganik, %5 organik, % 25 su ve % 25 hava olmak üzere inorganik ve organik maddelerden oluşmakta, bu doğal yapıya gübreleme yoluyla bitki besin elementleri de yüklendiğinde, bitkilerin gelişmesi için uygun ve üretken toprak oluşumu sağlanmaktadır.Ülkemizde, yıllardır bilinçsiz uygulanan kimyasal gübreler, hatalı toprak işleme, tek ürün kültürü, erozyon vb. nedenlerle, tarım topraklarında organik madde miktarı giderek azalmakta ve bitkilerin faydalandığı 0-40 cm toprak katmanında olması gereken yüzde 5 miktar, yüzde 1 seviyelerine gerilemiş bulunmaktadır.Toprak doğal yapışı içerisinde bulunan organik maddenin su tutma ve tanecik oluşumu sağlama özellikleri hatırlandığında, bu maddenin azlığı veya yokluğu toprak doğal yapısının tümüyle bozulması sonucunu getirmektedir.Ayrıca, toprakta mikroorganizma faaliyetlerinin oluşması ve bitkilerin besin elementlerini alabilmeleri için de, organik maddelere ihtiyaç vardır.Özet olarak, organik maddelerin toprağın canlılığı ve üretkenliği için toprak bünyesinde mutlak bulunması gerektiği ve doğal yapısına uygun toprak ıslahı yapılmadan gübre verilmesinin de faydadan öte zararlı olacağı söylenebilir.

Toprakta bulunan organik maddeler

Humik olanlar

Fulvik asit (C12H12O9N) : Asit ve alkalide çözünür

Humik asit (C10H12O5N) : Asittte çözünmez, alkalide çözünür.

Humin : Asit ve alkalide çözünmez.

Humik olmayanlar

Hümik Asit ve Fülvik Asit Arasındaki Farklar Nelerdir?

.Hümik maddelerin hepsi toprakta kalıcıdır. Çevre koşullarına bağlı olarak fülvik asitlerin yarı ömrü 10-50 yıl arasında değişirken, hümik asitlerin yarı ömrü ise yüzyıl olarak ölçülür.

.Hümik asitler veya humus, kısmen veya tamamı ile çürümüş bitki veya hayvan artıklarının oluşturduğu siyah veya koyu kahve renkli maddelerdir.Bitki kalıntıları çürüdükleri zaman fülvik ve hümik asitlerin her ikisi de oluşur. Her iki asitte toprak ve topraktaki mikro organizmalar için yaralıdır. Fülvik asit hümik aside göre daha küçük bir moleküler yapıya sahiptir. Bunun sonucu olarak kalıcılığı daha azdır ve daha kolay parçalanır. Ancak yaprak uygulamalarında bitkiye giriş hızı daha yüksektir. Hümik asit ise toprakta uzun süre kalır ve zaman içerisinde yavaş parçalanır. Genel olarak toprak organik madde miktarını arttırmada uzun süreli etkilerinden dolayı hümik asitlerden faydalanılır.

Hümik ve Fulvik Asit Kaynakları

Leonardit, yüksek oranda Humik Asitler ile karbon, makro ve mikro besin elementleri içeren,kömür düzeyine ulaşmamış tamamen doğal organik maddedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesi bitki ve hayvan kalıntılarının sıcaklık, nem, basınç, oksidasyon ve çok özel jeolojik şartlar gerektirdiğinden tabiatta nadir olarak bulunur ve kalitesi bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. İçerdiği yüksek oranda humik asitlerden dolayı önemli bir ekonomik değere sahiptir. İlk defa ABD-Kuzey Dakota Eyaletinde Dr. Leonard tarafından bulunmuş olmasından dolayı bu adı almıştır.Humat Olarak( Sıvı ve Toz) Leonardit, potasyum hidroksit ile reaktörlerde kimyasal işleme sokularak ham sıvı humik asit elde edilir. Homojenizasyon ve filitrasyon işlemlerinden geçirilen sıvı humik asit şişelenip satılır. Yada konsantre işlemine tabi tutularak kurutulup toz haline getirilerek pakatlenip satışa sunulur. Sıvı yada toz humik asitler (Toz humatlar suda tamamen eriyebilme özelliğine sahiptir ).Humik asitler toprakta, torf yataklarında, Linyit katmanlarında, taze su kaynaklarında ve Leonardit madeninde bulunur. Hümik asitler kolloidal maddelerdir ve kil gibi hareket etmektedirler..Hümik molekülünün katyon değişim siteleri hidrojen iyonu ile doldurulduğu zaman oluşan madde “hümik asit” olarak düşünülmektedir. Fakat bunun Ph üzerinde büyük etkisi yoktur.Zira, bu asit suda çözünmemektedir. .Yapılan araştırmalar sonucunda yosunlarda, mantarlarda ve lignin içermeyen çürümüş meyvelerde yüksek oranda hümik asitler olabileceği görülmüştür.

Humik Asit (C10H12O5N)

.Liebig humusu şöyle tarif etmiştir: “alkali ortamda kolayca çözünebilen, fakat suda çözünmeyen,alkalilerin veya asitlerin aksiyonu ile bitkilerin bozulması boyunca üretilen kahve renkli bir madde”. Khristeva humusu “zamanla bozunmaya karşı maddenin ilk hayati durumundan daha dirençli kılan hayvansal ve bitkisel organizmalardan arta kalan transformasyon maddesidir” diye tanımlamıştır.Humus kelimesi bazı toprak bilimcileri tarafından “toprak organik maddesi” şeklinde de kullanılmıştır. Bu anlam topraktaki hümik asitleri içeren tüm organik maddeleri kapsamaktadır. Toprak organik madde kavramı genellikle bitki ve hayvan dokuları, toprak biyokütlesi, hümik maddeler ve canlı organizmalar tarafından sentezlenmiş tüm organik maddeleri içermektedir.

Humik asitin faydaları

1-Fiziksel faydaları

.Toprağın yapısı ve dokusunu fiziksel olarak iyileştirir.

.Toprağa yumuşak, kolay ve işlenebilir bir özellik kazandırır

.Killi toprakları parçalayarak yumuşak ve geçirgen bir yapı oluşturur.

.Kumlu topraklarda ise kolloidal özelliğinin yapıştırıcı etkisiyle kum taneciklerini birbirine bağlayarak su tutma kapasitesini yükseltir.

.Toprağın solunum ve su tutma kabiliyetini artırır.

.Toprağın nemli kalmasını sağlayarak bitkinin kuraklığa karşı direncini artırır.

.Bitkinin sıcaklık ve kuraklıktan dolayı strese girmesini önler.

.Toprak kolloidal sistemini destekler.

.Toprakta oluşan sertleşmeyi çözerek bitkinin daha kolay köklenmesini sağlar

2-Kimyasal Faydaları

.Topraktaki azot, fosfor, potasyum, demir, çinko ve iz elementler gibi gerekli besinlerin bitki tarafından alınabilmesini en yüksek düzeye çıkartır.

.İyon değiştirme ve doğal şelat yapma (organik-metal kompleksi oluşturma) özelliği toprakta oksit,sülfat, karbonat ve silikatlı bileşikler halinde bulunan minerallerin kompozisyonunu bozarakserbestleştirir. Serbest kalan metal iyonlarını organik forma dönüştürerek kökler tarafındankolay, yeterli ve düzenli özümsenmesini sağlar.

.Toprağın katyon değişim kapasitesini en yüksek seviyeye çıkartır

.Toprakta tuz birikimini önler.

.Toprağın pH sını düzenleyerek besin alımını artırır.

.Suda çözünebilir inorganik gübreleri kök bölgesinde depolar ve bitkinin ihtiyacı oldukça bunları serbest bırakır.

3-Biyolojik Faydaları

.Meyve ve sebzenin şeker miktarını artırır.

.Bitkilerde hücre duvarının kalınlaşmasını sağlar ve böylece stoklama süresi ve yarı ömrü uzatır..

.Ürünün depolanma süresi ve raf ömrü uzar

.Bitkinin soğuğa, sıcağa ve fiziksel etkilere karşı dayanıklılığını artırır

.Yararlı toprak mikroorganizmalarının gelişmeleri ve çoğalmaları üzerinde uyarıcı etki yapar. Bunların topraktaki miktarını ve aktivitelerini artırır.

.Tohumda çimlenmeyi hızlandırır..Bitkinin hayatta kalabilme yeteneğini arttırır.

.Fotosenez için gerekli olan aminoasit ve klorofil için gerekli olan bitki besin elementlerinin alınmasına yardımcı olarak büyümeyi ve bitkilerin sağlıklı görünmesini sağlar.

.Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolayısıyla, bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır.Bitki enzimlerini uyarır ve üretimini artırır.Birçok biyolojik proseste organik katalizör olarak davranır.

.Bitki köklerinin sağlıklı gelişmesine yardımcı olur..Kök hastalıklarına karşı köklere direnç verir..Saçak kök oluşumunu teşvik eder. .Hümik asitler gerekli besin maddelerinin bitkiye geçişini sağlamaktadırlar. Fosforun içeriğinin fazlaca bulunduğu ortamlarda meydan gelen kloroz problemini hümik asitlerin demiri bitkinin alacağı forma getirmesi ile çözdüğünü araştırmalar göstermiştir. Hümik asit ve türevlerinin bitki zarının geçirgenliğini arttırdığını, bunun da bitkinin besin elementlerini almasını kolaylaştırdığını tespit etmiştir. Büyük orandaki hümik asitler ise elverişli demir kaynağıdırlar.İz elementlerin bitki tarafından ihtiyacının karşılanmasında hümik asitlerle şelat yapan bileşiklerin rolü büyüktür. Tüm gerekli metaller hümik asitlerle şelat yapabilmektedir. Toprakta bulunan potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve çinko ile reaksiyona giren hümik asitler organik-mineral köprüler üretmektedirler.Tüm araştırmacılar hümik asitlerin varlığı ile toprak mikroorganizmalarının aktivasyonlarının arttığı konusunda ortak düşünceye gelmişlerdir. Bu sebepledir ki yoğun bir şekilde sömürülerek zayıf kalmış toprağı tamir etmek için hümik asitlerle iyileştirme yöntemi tek başına etkili çözüm olmaktadır.Hümik asit-metal kompleksi bitki beslemede belirleyici bir durumdur. Ağır metaller ile çözünmez bileşikler yapan hümik asitler bunların hücreden içeri girmesini engelleyen setler oluşturmaktadır. İnorganik demir bileşikleri de toprakta çözünmezler, oldukça kararsızdırlar ve kalsiyumu yüksek (kireçli) topraklarda bitki tarafında alımı zordur.Humatlı bileşikler demiri şelatlı kompleksler içine dahil etmektedir. Toprak fosfatları demir ile yaptıkları reaksiyonlarda bitki tarafından alınamaz duruma gelmektedirler. Fakat reaksiyon sonucu oluşan bileşik hümik asitler tarafından komplekslenmektedir. Şelatlama maddeleri olan hümik asitler fosfat ile demir arasındaki bağları kırabilmektedirler. Sonuçta fosfat iyonu serbest kalmaktadır. Humatların toprağa ilavesi bu işlemin hızını yükseltmekte ve fosfatın bitkilerce alınmasını kolaylaştırmaktadır. Ağır metaller ile çözünmez bileşikler yapan hümik asitler bunların hücreden içeri girmesini engelleyen setler oluşturmaktadır.Hümik asitler doğal büyük bio-polielektrolitlerdir. Bünyelerinde önemli oranda polifenoller, polikarboksilik asitler, karboniller ve peroksitler gibi organik kimyanın önemli gruplarını barındırmaktadırlarKüçük miktardaki hümik asitler bile bitkiyi hassas hale getirmede, plasmanın geçirgenliğini arttırmada ve bitkilerce besin elementlerinin alımının hızlanmasında aktif hareket etmektedirler.Ayrıca, hümik asitler iyon değişim kapasitesi ve tamponlama özelliği (pH dengesi) gibi fiziko-kimyasal özellikleri de büyük oranda belirlemektedir. Bu özellikler sadece bitki besin maddelerinin bitki tarafından alınması ve toprakta tutunmasını sağlamakla kalmaz, toprak tuzlanmasının olumsuz etkilerinden de korumaktadır. Yeterli düzeyde hümik asit içeren bir toprağın bitki gelişimi ve büyümesine olumlu ve net bir etki sağlayacağı kati delillerle ortaya konmuştur.Hümik asitlerin tohumun çimlenme kapasitesini arttırdığını ve bitkilerin vitamin içeriğini çoğalttığı bilinmektedir. Su ve besin maddelerini taşıyan hümik asitler tohumun gözeneği boyunca çekilmekte ve çimlenmenin başlaması için tohumu uyarmaktadır. Hümik asitler sadece tohumu uyarmakla kalmaz, aynı zaman da kök sistemini ve üst aksamı da uyarmaktadır. Özellikle bunların etkisi kökte öne çıkmaktadır. Kök gelişimindeki ilerleme bitkinin veriminin artmasındaki en önemli etkendir. Hümik asitler suyun topraktan buharlaşmasını yavaşlatmaktadır. Bu durum kilin hiç olmadığı veya kısmen az olduğu ve su tutma kapasitesi olmayan kumlu topraklar için önemlidir.Ayrıca hümik asitler iklim şartlarına göre toprağın rengini daha koyu renklere dönüştürme özelliğine sahiptir. Böylece toprağın ısı şartları da değişmiş olmaktadır.Bitki beslemede inorganik gübrelerin öneminin anlaşılmasının üzerine tarımsal verimde de ilk zamanlarda hızlı gelişim gerçekleşmekte idi. Sonuçta toprak organik maddesinin önemi unutulmuş ve toprakta bitki beslemesi bakımından zamanla problemler artmıştı. Bu nedenle, dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde organik madde toprağın zaafiyeti nedeni ile tekrar kullanılmaya başlamıştır. Hümik asitli gübrelerin toprağa verilmesi ile ileri bitki gelişimi ve toprak verimliliği sağlandığı anlaşılmıştır.

.Bitki gelişmesine etkisi

Hümik asitler ile “auxin” (hücrenin gerilip uzaması, bölünmesi gibi birçok değişik fonksiyonu düzenleyen çeşitli bitki hormonları) tipi reaksiyonların varlığı üzerine birçok makale yazılmıştır. Hümik asitlerin tohumun çimlenmesini etkilemesi bitkinin köklerini etkilemesine benzemektedir. Su ve besin maddelerini taşıyan hümik asitler tohumun gözeneği boyunca çekilmekte ve çimlenmenin başlaması için tohumu uyarmaktadır. Tohumdaki nakil için gerekli mekanizma, indolbütirik asitin mekanizmasına benzemektedir.Hümik asitler sadece tohumu uyarmakla kalmaz, aynı zaman da kök sistemini ve üst aksamı da uyarmaktadır. Özellikle bunların etkisi kökte öne çıkmaktadır. Kök gelişimindeki ilerleme bitkinin veriminin artmasındaki en önemli etkendir. Bir çok araştırmacı mikroorganizmaların değişik gruplarının gelişmesinde hümik asitlerin olumlu etkilerini gözlemlemişlerdir. Bu araştırmacılar bu etkiyi hümik asitlerin demirle yaptığı komplekse veya onların kolloidal doğasına veyahut da hümik asitlerin organik katalist gibi hareket etmesine yüklemişlerdir. Mikroflora popülasyonunun uyarılması hümik asitlerin karbon ve fosfat kaynağı olması ile alakalıdır. Hümik asitler bu populasyonun artması için gerekli siteleri sağlamaktadır. Bakteriler organik katalist olarak hareket eden enzimleri oluşturmaktadır. Kristeva vejetasyonun erken safhalarında bitkiye geçen hümik asitlerin polifenol kaynağı olduğunu ve bunun da solunum katalisti vazifesi yaptığını tespit etmiştir. Bu bitkinin yaşama aktivitesini arttırmasına neden olmaktadır. Örneğin; enzim sistemleri yoğunlaşmakta, hücre bölünmesi hızlanmakta, kök sistemleri büyük gelişim göstermekte ve kuru madde verimi çoğalmaktadır.Humat-bitki sistemi bitkilerin büyüme ve gelişmeleri için çok önemli olan iki işlemle tanımlanmaktadır. İlk işlem hücre enerjisinin güçlendirilmesi ve bunun bir sonucu olarak da iyon değişim kapasitesinin arttırılmasıdır. Hümik asitler gerekli besin maddelerini bünyelerinde topladıktan sonra bunları bitki ihtiyaç duyduğu miktar kadar bırakmaktadır. İkinci işlem hücre gözenekleri geçirgenliğinin artmasıdır. İşlemlerin önemli bir çoğunluğu hümik asitler-toprak sisteminde gözlenmektedir: kilin gevşetilmesi, suyun toprağa nüfuz edişinin kolaylaştırılması, toprağın iyon değişim kapasitesinin arttırılması ve toprak canlılarının uyarılması bu sisteme verilebilecek en önemli örneklerdir. Özellikle killi toprakların sıkı bir yapı teşkil etmesi bitki besleme ve geliştirmede ciddi bir problemdir. Kil ve tuz yüzdesi fazla olan topraklarda bir kil parçacığının etrafındaki artı değerlikli yük, diğer parçacığın düz yüzeyindeki eksi değerlikli yükle birleşmektedir. Bu durum oldukça sıkı üç boyutlu bir yapı oluşturmaktadır. Hümik asitler her bir kil parçacığının etrafında film yaparak bunları birbirinden ayırmaktadır. Böylece havadaki oksijen köklere ulaşmakta, bitki besin çözeltisi için gerekli su miktarı bitkinin kökleri etrafında yeterli miktarda sağlanmakta ve bitkinin kökleri fıtri gelişimini tamamlamaktadır. Suyun toprağa nüfuz edişinin kolaylaşması iki şekilde gerçekleşmektedir. Birinci durumda hümik asitler tuzları çözmekte ve onları kil parçacığının yüzeyinden uzaklaştırmaktadır. Sonuçta oluşan eksi değerlikli yük kil parçacıklarının birbirlerini itmelerine neden olmakta ve böylece toprak gevşemektedir.

.İkinci durumda hümik asitlerin bünyelerindeki karboksilik (-COOH) gruplar artı yüklü parçacıklar ile bağlanmaktadırlar. Bu artı yük iyonların (tuzların) çözünmelerini ve kil parçacığı üzerinden uzaklaşmasını sağlamaktadır. Hümik asitler suyun topraktan buharlaşmasını yavaşlatmaktadır. Bu durum kilin hiç olmadığı veya kısmen az olduğu ve su tutma kapasitesi olmayan kumlu topraklar için önemlidir. Suyun dipolar molekül olması ve elektriksel olarak da nötr olmasından dolayı oksijen içeren molekülün sonu bir iyona gevşek olarak bağlanmaktadır. Su molekülünün eksi yüklü kısmı veya hidrojen bir miktar nötrleşmektedir. Sonuçta hidrojenin bulunduğu yerin artı çekim gücü artmaktadır. Diğer su molekülünün oksijen bulunan yeri (eksi yük) hidrojenle birleşmektedir. Bu durum su molekülünün çekim gücü bitene kadar sürmektedir. Ayrıca hümik asitler iklim şartlarına göre toprağın rengini daha koyu renklere dönüştürme özelliğine sahiptir.Böylece toprağın ısı şartları da değişmiş olmaktadır. hümik asitlerin kolloidal yapısı ve ana fonksiyonel grupların hidrofilleşmesinin yüksek seviyede oluşu onlara tutkal özelliğini vermektedir. Birçok araştırmacı, bundan dolayıdır ki, hümik asit uygulamalarından sonra toprağın su tutma özelliğinin geliştiğini ve kurak bölgelerde bunun etkili olduğu gözlemlemişlerdir

.Tarım ilaçlarının etkisi

Pestisitler (tarım ilaçları) toprak hümik asitleri ile reaksiyona girmekte ve kompleks reaksiyonlar oluşturmaktadır. Bazı pestisitler hümik asitlerle hareketsiz hale gelmekte ve pratikte çevrede yok olmaktadır. Bu durumlarda hümik asitler organik maddece zayıf kumlu topraklarda fazla pestisitleri etkili bir biçimde bertaraf etmektedir. Hümik asitlerle pestisitler arasında bilinen kimyasal işlem adsorbsiyondur. Bu işlem pestisitin kimyasal yapısına bağlı bir hızda toprağa bırakılması ile izlenmektedir. Pestisitin yok olması kısmen toprağa bırakılma oranı ile belirlenecektir. Hümik asitler bu durumlarda topraktaki pestisit konsantrasyonu kontrol etmek için ve çevreye yapabileceği zehirleyici etkisinden sakınmak için kullanılabilmektedir.

. Başka bir konu ise hümik asitlerin pestisitleri taşıması olayıdır. Pestisitlerin bazıları hümik asitlerle kompleks oluşturmaktadır. Tarımsal kullanım için hümik asitli gübreler leonardite cevherinin madenden alınması ve „ekstraksiyon işlemi yapılması ile elde edilmektedir. Ortaya çıkan ürün ise bünyesinde cevherden gelen küçük miktarda mineral madde bulunduran önemli miktarda organik maddedir. Hümik asitli gübreler (humat konsantrasyonları) geleneksel organik madde kaynaklarının yerine kullanılması ile uzun periyotta bir çok avantajlar sağlamaktadır.

.Hümik asitli gübreler doku besin dengesi, besinin bitki organlarına transferi, üst aksam ve kök gelişimi, ürün verimi ve kalitesi için dikkate değer etkiler elde etmektedirler. Özellikle hümik asit içeren bu tür gübreler organik maddece fakir topraklarda daha etkilidir. Hümik asitlerin verildiği bitkilerin karakterleri özellikle kumlu topraklarda kök gelişimi açısından diğerleri ile kıyaslandığında çok büyük farklılıklar göstermektedir.

.Gübrede kullanımı

Hümik asitli gübreler beslemede ana gübre olarak düşünülemez. Sadece bu gübrelerin makro elementler olan azot, fosfor ve potasyum ile diğer ikincil ve iz elementlerin bitki tarafından alımında uyarıcı etkisi olduğu gözlenmiştir. Hümik asitli gübrelerin kullanımında büyüyen bir ilgi mevcuttur. Bu şu faktörlerle alakalandırılabilir: organik tarımın yaygınlaşması, inorganik gübrelerin toprağa ve içindeki canlılara zarar vermesi, inorganik gübrelerin yer altı kaynaklarını kirletmesi, sadece kimyasal gübre kullanımı ile mahsul veriminin düşmesi ve toprağın kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin sürekli bozulması. Ayrıca inorganik gübre imalatı için gerekli ilk yatırım maliyeti, hammaddesinin ithal edilmesi; buna bağlı olarak işletme maliyetlerinin yüksek olması ve gerekli enerji ihtiyacının yüksek olması da önemli olumsuzluklar olarak düşünülmektedir.

EKOLOJİK YARARLARI

Yüksek hümik asitli topraklar düşük nitrat süzülmesini ve optimum besin

etkisini garanti eder. Toprak tan uygulanan nitratlı gübreler ve pestisitler sulama suyu yardımıyla topraktan yıkanarak yeraltı sularına karışarak yer altı sularını kirlenmesine neden olurlar. Hümik asit ihtivası yüksek olan topraklarda bu yıkanma minimum düzeye iner ve böylece yer altı su rezervlerinin kirlenmesi engellenmiş olur. Hümik asit toprağa aşırı derecede uygulanan mineral gübrelerin sonucunda toprakta oluşan tuzlanmayı azaltır. Bu tuzlanma genç bitkilerin köklerinin yanmasına ve toprakların çoraklaşmasına neden olmaktadır. Hümik asit toprak erozyonun engellenmesinde de etkilidir, bunu iki şekilde yapar.

1. Toprak kolloidlerinin birbirine bağlanma kabiliyetlerini artırarak.

2. Bitki büyümesi ve kök gelişimini artırarak.

Ayrıca kanatlı ve büyük baş hayvanlarda hastalıklara karşı mukavemet sağlamada, yenilen yemlerin ete dönüşümünde, süt veriminin artmasında,yumurta kalitesinde ve buna benzer birçok faktörlerde ciddi faydalar tespit edilmiştir. Hümik asitlerle ilgili çalışmalar tüm alanlarda hızla devam etmektedir. Doğadaki bu mükemmel maddenin bulundukları bölgelere göre farklılıklar arzetmesinden dolayı daha keşfedilmeyi bekleyen birçok bilinmeyi bulunmaktadır.

.Ülkemizde 25 yildır ithal edilerek kullanılan hümik asitler konusunda, çok yanlış bilgiler. kullanıcılar ve pazarlayıcılar tarafından söylentiler şeklinde yayılmaktadır.

1)Topraktaki organik maddelerin hepsi humusmudur?

Hayır. Dünyada, 18 milyon organik madde vardır. Bu organik maddelerden bir grup olan polimerik polyhidroksi asitler, humik asittit Şeker gibi belli bir molekülü vardır. Sadece polimer yapıdadır. Toprakta diğer binlerce organik madde toprağın fiziksel ve kimyasal yapısı açısından önemli olmasına karşın, hümik asitlerin göre.4ni görmezler. Sadece humuslu topraklar verimli toprak olarak bilinmektedir.

2)Hümik asit hormonmudur?

Hormonlar bitki veya diğer canlıların bünyesinde oluşan ve kendileri tarafından üretilen kimyasallardır. Üretilmiyorsa, dışarıdan verilerek bitkilerin normal gelişimi sağlanabilin Örneğin gibberallik asit bir bitki hormonudur. Çekirdeksiz üzüm bu hormonu üretemez. Dolayısıyla çekirdeksiz üzüm tarımında, gibberallik asit kullanımı hem kaliteyi hem de verim artışı sağlar. Hümik asitler bitki bünyesinde üretilmezler ve topraktan da bitki bünyesine geçmezler. Fonksiyonları tamamen toprakta olmaktadır. Bu nedenlerle hümik asitler hormon değildirler. Toprakta bulunmuyorsa dışarıdan ilave edilerek topraktaki bitki besin maddelerinin kökler vasıtasıyla bünyeye geçmesini sağlarlar. Bu nedenle sağlıklı bitki ve ürünlerin oluşumuna neden olurlar

3)Hayvan gübresinde % 5 oranında Hümik asit var mıdır?

Yapılan analizler hayvan gübrelerinde hümik asit olmadığını göstermektedir. Selüloz ve lignin kaynaklı ot, saman vs ile beslenen hayvanlarda bu besin maddeleri parçalanarak hidrokarbonatlara dönüştürülür.Bu aşamada, hümik asitler oluşmamaktadır.Bu nedenle de hayvansal atıkla hümik asitler bulunmaz ama hayvansal gübreler toprağın fiziksel özelliğini değiştirmesi ve az da olsa bitki besin maddeleri içermesi nedeniyle kullanımı yararlıdır.

4)Torf hümik asit kaynağımızdır?

Tatlı su bitkilerinin havasız ortamda, basınç altında ve bakteriler vasıtasıyla 50-60 bin yılda bozunması sonucu oluşan torf ta % 1-5 oranında hümik asitler bulunmaktadır. Bitki atığı olduğu için diğer bitki besin maddeleri de bulunur. Bu nedenle tarımda kullanımı yararlıdır. Fiyat fayda analizi yapıldıktan sonra kullanılmalıdır.

5)Hümik asit 2 yılda bozulur mu?

Ülkemizde hümik asitlerin üretimi ve pazarlanması T.C. Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü.nün ruhsatına bağlıdır. İlgili makam maalesef bu yararlı kimyasalları ilaç sınıfına tabi tutmaktadır. Diğer gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde hümik asitler gübre yardımcısı ve toprak ıslah edici olarak kabul edilmektedir. Bakanlığın bu yanlış tutumu nedeniyle etiket üzerine imal tarihi ve son kullanım tarihi konulması istenmektedir. Ayrıca bu tarihler iki yıl ile sınırlandırılmaktadır. Oysa hümik asitler 1,5-2,5 milyon yılda oluşan kimyasal maddelerdir ve bozunması gibi bir sorun bulunmamaktadır. Bakanlığın bu yanlış tutumu maliyeti artırmakta ve fiyatı fahiş hale getirmektedir. Çiftçiye de pazarlamacıya da üreticiye bu fiyatlar doğal olarak yansımaktadır.

6)Her kömür hümik asit midir?

Kömür diye bilinen ve genellikle yakıt olarak kullanılan doğal madde, bitki atıklannın havasız ortamda bakteriler yardımıyla parçalanması ve basın altında sürekli yapısal değişime uğraması sonucu oluşurlar. Bu oluşum 1 milyonla 300 milyon yıl sürmektedir, Ilk bozunma ürünleri hümik asitce zengin olmasına karşın yaşlandıkça, hümik asit oranı hızla azalır ve taş kömüründe hümik asit içermez. Hümik asitce zengin olanlar genç turbalardır. L.eordonit olarak isimlendirilir. Hümik asit üretiminde, bunlar ham madde olarak kullanılır.

7)Bitkisel atıklar hümik asit içerir mi?

Bitkisel atıklar toprak için çok yararlıdır. Yeşil gübre olarak, gelişmiş ülke çiftçileri yıllardan beri kullanırlar. Toprağın organik madde miktarını artırır. Açık havada bozunma sonucu asidik ürünler ortaya çıkar ve toprağın pH.sini de düşürür. Aynca makro ve mikro besin elementleri içerdiğinden gübre kullanımında tasarruf sağlar.Bütün bu iyiliğinin yanında, bozunma ürünleri maalasef hümik asit içermez. Daha önce belirtildiği gibi bitki atıklannın havasız ortamda, bakteri yardımıyla bozunması ve daha sonra basınç altında bozunmanın devam etmesi sonucu, 1,5-3 milyon yılda oluşan doğal ürünlerdir

.Hümik Maddelerin Killi Topraklarda Nasıl Bir Faydası Vardır?

Killi topraklar sıkı, su geçirmeyen ve ağır bir yapıya sahiptir. Bu tipteki topraklar soğuk ve nemli hava koşullarında suyu tutar, sıcak havalarda ise büzülür ve küçülürler. Her iki koşulda bitki gelişimi için uygun değildir.Toprak kurumaya başladığı zaman su molekülleri kil parçalarının arasından uzaklaşır. Suyun bu hareketi kil parçalarının bir birlerine çok yaklaşmasına, hacimlerinin küçülmesine ve yüzeyde çatlamalara neden olur. Yüzeyde görülen çatlamalar organik madde eksikliği olan killi toprakların ortak özelliğidir. .Bu tip topraklara hümik madde eklenmesi toprak yapısını iyileştirmektedir. Hümik asit kil parçalarının arasına girerek kuru ve sıcak havalarda sıkı bir şekilde birleşmelerini ve yapışmalarını engellemektedirler. Büyük hümik asit molekülleri kil parçalarını ayrı ayrı tutabilmekte ve bunun sonucunda su ve besin maddeleri kolaylıkla bu alanlara yerleşebilmektedir.

Fulvik Asit

Fulvic (1COOHHOOCHOOCOHCOOHOHCH2OHCH3COOHOCOOHOOHC12H12O9N)

* Fulvik Asit; Humik asit gibi alkali çözeltide çözünür fakat alkalin ekstaktın asitleştirilmesi sonunda çökmez çözeltide kalır. Diğer bir deyişle hem seyreltik alkali hem de asit çözeltilerinde çözünebilir haldedir. Hümik maddelerin tüm pH seviyelerinde suda çözünebilen parçasıdır.

*Hümik maddelerin asidifikasyonu sonucu ortamdan ayrılan hümik asitten sonra bunlar kalırlar. *Fulvik asitler açık sarıdan sarı-kahverengi arasında bir renktedirler. Hümik asitten daha küçük bir molekül yapısına sahiptir ve toprakta yarılanma ömrü 10 -50 yıl arasında değişmektedir.

*Doğal olarak meydana gelmiş hümik asit moleküllerine bağlı 60′ı aşan farklı iz elementleri farklı canlı organizmaların kullanımına hazır olarak bulunmaktadır.

*Bütün pH, derecelerindeki (asidik veya bazik) suda veya çözeltilerde çözünebilir.

*Moleküler ağırlığı düşük olup, kısa zincir molekül yapısındadır. Toprakta ve suda bitki için gerekli miktarda çözünerek bitkinin ihtiyacı kadar besin maddesinin kökler ve yapraklar

vasıtasıyla bünyeye geçmesini sağlar. Yüksek Ph’lı madensel kaynaklı hümik asitler toprakta görev yaparlar, bitki bünyesine girmezler.

*Fulvik asit, hücrelerimizin ihtiyaci olan vitamin ve besinleri mevcut hale getiren bir maddedir.

*Geçmis kusaklarda bu moleküller toprakta, suda ve bizim tükettigimiz besinlerde bulunmakta idi. Bugün ise, çogu tarimsal topraklar ve su kaynaklari yok edilmektedir.

*Iste Fulvik asit, milyonlarca yil önce yeryüzünde bulunan bitkilerden elde edilmis olan tamamen dogal bir özdür.

*Fulvik asit, 21 yy.da birçok saglik ve bilim hamlelerinde “anahtar”olarak hizla taninmaktadir. .Bu durum, bizim dünya genelinde 10 seneden fazladir süren arastirma, üretim ve satim çalismalarimizin gerçekligini ispat eder niteliktedir.

*Geçmis kusaklarda yeryüzünde bulunan mayalanma (fermentasyon) süreçlerine uygun dogal metodlar kullanilmaktadir.

*Uyguladigimiz bu metodlarda hiçbir kimyasal madde veya asit kullanilmamaktadir.

*Bu eski moleküller, tamamen dogal yöntemlerle karistirilip, yavas yavas son halini almaktadir.

*Fulvik asit; biyokimyasallar, phytokimyasallar, üstün görevli antioksidantlar, serbest radikal elementler, enzimler, amino asitler, besleyiciler, antibiyotikler ve daha birçok maddelerin çok genis dogal bir deposudur.

*Fulvik asitlerin Cu, Zn, Fe ve Mn’ı, humik asitlere göre daha büyük absorpsiyon ve fiksasyon kapasitesine sahip olduğunu bulmuşlardır. Fulvik asitin Ca, Mg, Zn, Mn, Fe ile kompleks yapı oluşturduğunu bildirmiştir.

*Toprakta katyonların Si bölgeleri üzerinde organo-metalik kompleksler oluşturduğu bulunmuştur

*Humik asitin metal iyonları tutma oranları çok hızlıdır ve adsorpsiyon 2 dakika içerisinde meydanagelmektedir. Fakat, diğer reaksiyonlarla rekabet ettiği durumlarda 1 gün içerisinde dengeye de ulaşılamaz.

*Toprağa humik asit kapsamı yüksek humik maddeler ilave edildiğinde, bünyesinde yeterli fulvik asit bulunmayacağı için faydaları da görülemeyecektir. Fulvik asit, topraklarda agregatların oluşmasında, katyon değişim kapasitesinde , mikroorganizma faaliyetlerine olumlu etkilerinin olduğu ve ağır metallerin toksik etkisini azalttığı belirlenmiştir . Yükzek dozlu humik asitin toprağa verilmesi durumunda, humik asitten fulvik asite dönüşüm olsa da ve toprak humik madde içindeki humik asit, fulvik asit arasındaki denge bozulmaktadır

*Bizlerinde topraklarımızdaki organik madde, humik maddeler ve humik madde bileşenleri arasındaki dengeyi bozmayarak, ülkemiz koşullarında organik maddenin humifikasyonuyla humikasit, humin maddelere dönüşümün olması nedeniyle; fulvik asit kapsamları yüksek humik madde bileşiklerini vermemiz gerekmektedir.

Sonuç olarak…

Leonardit

* Yukarıda ayrıntılı olarak sıralanan Fiziksel, Kimyasal ve Biyolojik faydalı etkileri sonucu, tarımda Leonardit kullanılması ile :

* Verim çok artar.

* Daha kaliteli, canlı, sağlıklı, besleyici ve standart ürün elde edilir.

* Önemli ölçüde erkencilik sağlanır.

* Gübre kullanılması durumunda, kullanılan gübre miktarı çok azaltılır.

* Leonardit (veya Humik asit) toprağın yapısını mükemmel bir şekilde düzenler ve ıslah eder.

* Toprağı kirletmez ve çevreye zarar vermez. Tam tersine, topraktaki mevcut kirlenmeleri giderir.



L E O N A R D İ T’in   F A Y D A L A R I

*Ürünlerde erkencilik sağlar.

*Verimi arttırır.

*Ürün kalitesini arttırır.

*Toprağın sıkışmasını önleyerek daha iyi havalanmasını sağlar.

*Toprağın su geçirgenliğini arttırır.

*Kumlu toprakların organik madde miktarını arttırır.

*Toprağın tüm katmanlarının sıcaklık değerlerini düzenler.

*Toprağın su tutma kapasitesini arttırır.

*Kuraklığa karşı su kayıplarını azaltarak toprak nemini korur.

*Toprak rengini koyulaştırdığı için güneş enerjisinden daha iyi yararlanmayı sağlar.

*Topraktaki yararlı mikroorganizma faaliyetlerinin artmasını sağlar.

*Toprağın Ph yapısını düzenler. Toprağı nötralize eder.

*Humik asit yüksek tuzlanma sonucu ortaya çıkan toksitlenmeleri düşürür.

*Topraktaki kireç içerisindeki karbondioksiti serbest duruma getirir.

*Toprakta karbonik aside dönüşen karbondioksit bitki tarafından alınamayan bazı mineralleri çözerek bitki tarafından alınmasını sağlar.

*Hümik asit toprakta bitkinin ihtiyacı olan N,P,K,Mg,Al ve Fe besin maddelerini çözer, Fülvik asit ise bu besin maddelerinin başka yerlere tutunmasını engelleyerek bitkiye kazandırır.

*Suda çok hızlı çözülen besin maddelerini kök bölgesinde muhafaza eder, gerektiğinde bitki tarafından alınmasını sağlar.

*Toprakta yıkanan nitratın ekolojik zararları vardır. Nitrat yıkanmasını minimuma indirir.

*Toprağın iyon değişim kapasitesini arttırarak bitkinin daha fazla besin maddesi alımını sağlar.

*Humik asit biyokimyasal özelliği ile toprağın zararlı, kirletici ve zehirli maddelerden temizlenmesini sağlar.

*Topraktaki ağır metallerin çözülemez duruma getirerek bitki tarafından emilmesini önler.

*Çözülemez hale gelen ağır metaller zamanla dibe çökmesi sonucunda toprak temizlenir.

*Bitki bünyesindeki vitamin miktarının artmasını sağlar.

*Organik ürün yetiştirmenizi sağlar.

*Ürünü kullananlar sertifikasyon firmalarından organik ürün belgesi almışlardır.

*Gübre maliyetinde önemli tasarruf sağlar.



Humik asit kullanılan ürünlerdeki farklar





Derleyen:By EyyupK
kaynak: http://www.nasatarim.com.tr