Sitemize Hoş Geldiniz ------Sitemizdeki Konu Sayısı 1400'ün üzerine çıkmıştır Bir çok deney ve araştırma konularımız sizin ilginizi çekebilir SİTEDE ARAMA YAPMAK İÇİN YANDAKİ ARAMA KUTUSUNU KULLANIN Aşağıdaki kayan resim menüsüne de İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK konuları ekleyeceğim

Toprağın Kalitesini Arttıran Kattı maddeleri

0 yorum

 Pomza Taşı (Bims, Hışır, Kisir, Tüf)
Volkanik faaliyetler sonucunda oluşan Pomza Taşı –Bims, Hışır, Kisir ve Tüf olarak da anılır. Organik ve Sentetik gübrelerin yardımı ile bitki yetiştirmede başarı ile kullanılmaktadır. % 85 oranında gözenekli olan pomza taşı toprağı havalandırmakta ve su tutmaktadır.
      Yeryüzünde en yaygın olarak bulunan ve kullanılan türü asidik pomzadır. Bu tür beyaz, kirli renkte olanıdır. Oluşum esnasında ani soğuma ve gazların bünyeyi ani olarak terketmesi sonucu oldukça gözenekli bir yapı kazanmıştır. Gözenekler birbirleri ile bağlantılı değildir. Yoğunluğu 0,5-1 gr/cm3 arasında değişmektedir. Pomzanın fazla gözenekliliğinden dolayı ısı ve ses geçirgenliği oldukça düşüktür. Kristal suyu ihtiva etmez.
      Dünya kabuğunun derinliklerinde, bazaltın kısmi erimesiyle oluşan magma cepleri bulunmaktadır. Çok yüksek basınçta bu magma normal koşullarda sıvı yada gaz olabilecek tüm maddeleri emer. (H2O, CO2, F) Zaman içerisinde, bu magma cepleri üzerindeki basınç, yer hareketlerinin etkisiyle azalır. Yer hareketleri meydana geldiğinde, volkanik bir patlama başlar ve bu gazlar magmanın içinden püskürür.
     Gazların serbest kalmasıyla magmanın yapışkanlığı çok hızlı şekilde artar ve katılaştırma ısısı yükselir. Böylece magma köpürür, parçalara ayrılır ve pomza taşı diye bildigimiz maddeyi oluşturur. Bu madde kraterden havaya çok büyük bir gaz patlamasıya atılır ve çevreye dağılır. Ana Britannica Ansiklopedisinin Pomza (bims) için açıklaması şöyledir. "Aşındırıcı olarak temizlikte ve cilalama da kullanılan, çok gözenekli , donmuş volkanik cam. Aynı zamanda yapı malzemesi olarakta kullanılmaktadır." Pomza (bims) , çok ani soğumasından dolayı kristalize olmaya zaman bulamamış kaya türüdür. Katılaştığında içinde çözülen buhar aniden salınır ve püskürerek gözenekli yapıyı oluşturur. Bu şartlar oluştuğunda her tür lav, pomza haline gelebilir.
İnşaat Sektörünün haricinde Tarımın her türlüsünde başarı ile kullanılmaktadır. Seralarda, Meyve bahçelerinde ve Çim sahalarda yüksek bir verim sergilemektedir.
 olkanik topraklar kendi doğal yapısı ile birlikte, çürüyen bitkiler, insan ve hayvan yaşamının sağladığı ek besinlerle, bitki yetiştirmek için çok elverişli bir ortam sağlamaktadır. Pomza (bims) taşının %85 oranında gözenekli olması hafif yoğunluk özellikleri göstermesine neden olur. Pomza (bims) taşının en küçük birimi dahi irili ufaklı birçok gözeneklerle doludur. Pomza (bims) taşı toprağı daha gözenekli bir hale getirirek havalandırır. Ayrıca toprağın özelliklerini ıslah etmek ve suni gübrenin topaklaşmasını engellemek amacı ile kullanılmaktadır. Pomza (bims), toprak olarak seralarda, turunç yetiştirilen bölgelerde, meyvalıklarda, çim sahalarda ve tüm tarım bölgelerinde kullanılmakta olup, uygulama sonuçları mükemmeldir.

Tarımda Pomza (bims) Kullanmanın Avantajlarıtarı
 Pomza Taşının Faydaları:
  Mükemmel havalandırma sağlar,
  Tekrar tekrar kullanılabilir,
  Zamanla çekmez ve topaklanmaz,
  Besin ayarlaması kontrolu kolaydır,
  Mantar, böcek gibi zararlı unsurları barındırmaz,
  Kolay sulanır,
  Çürümez,tarım bims
  Kötü kokular üretmez,
  Pomza taşı toprağa 1/4 veya 1/5 oranında karıştırılır. Toprak derinliği asgari 0.37m. olmalıdır.
• Gözenekli yapısı suyu içeride tutar. Buharlaşma yapmaz. Bitki suyu tedricen (Yavaş yavaş) alır.
• Sulama süreleri azalır ve büyük ölçüde su tasarrufu (%65-70 gibi) sağlar.
• Gözenekli yapısı toprağı oksijen yönünden zenginleştirir.
• Toprağın drene olmasını sağlar. Gerekli suyu muhafaza eder.
• Nötr oluşu toprağın Tansiyonu olan ph dengesini düzenler. (ph: 6,5-7,5)
• Gübredeki mineral ve iz elementleri bünyesinde saklar. Bitkiye yavaş yavaş verir.


     Bitkileri incelerken; Üzüm bağlarından birinde bitkilerin daha canlı olduğunu gördüm. Rahmetli Babam, “Bitkinin yaprağına bakıp, Toprağını bileceksin” derdi. Ben de toprağını incelerken delikli , hafif ve çürük bir mıcırla karşılaştım. 1987 yılı itibarı ile çim sahalarda ve bitkilerde kullanıyorum. %50-60 oranında yüksek verim aldım.
Pomza yatağı Kayseri Sindelhöyük Kasabası(Erciyes Yanardağına uzaklığı 18 km)


POMZA TAŞI KULLANIMI



Toprak ıslahında pomza kullanımı,az topraklı yada topraksız ortamlarda bitki yetiştiriciliğinde,suya dayalı tarımsal üretim ve yeşil alanlarda ekonomik ve sağlıklı çözümler sağlamaktadır. Bunun dışında kuraklık sorunu olan yerlerde ise yüksek su tutma kapasitesi nedeniyle sulama miktarının azalmasını sağlamaktadır.
  
  


BİTKİLERDE POMZA KULLANIMI
 Curuf Pomza Taşı


Bitkilerin hızlı büyümesi ve bitkinin başka bir yere alışması için pomzanın kullanımı hızlı bir şekilde yaygınlaşmaktadır. genellikle 10-20 mm arasında yıkanmış pomza kullanımı fidanlıklar için uygun bir üründür. pomzayı belli bir oranda saksılara yerleştirirsek bitki pomza dan güç alacaktır. 

Fidanların en büyük ilaçlarından birisi pomza dır. pomza alırken mutlaka pomza ocağının kalitesini verilerini mutlaka bilmek gereklidir. aksi taktirde bitkilere zarar verebilir.
    Bitki yetiştirme ortamlarında havalanma ve su tutma kapasitesi en önemli fiziksel özelliklerdir. Bitki kökleri respirasyon için havaya ihtiyaç duyarlar. Hava, canlı organizmalarda metabolik işlemler için esastır. Yetersiz oksijen ve havalanma kökleri dolayısıyla bitkiyi zayıflatır, gelişmeyi yavaşlatır, bitkiyi soğuk zararlarına ve hastalıklara daha duyarlı hale getirir. Aynı zamanda kök hücrelerinin ve mikroorganizmaların respirasyonundan ortaya çıkan karbondioksitin köklerden toprak yüzeyine difüzyonu için de havalanmaya gereksinim duyulur. Ortamda tutulan su ise bitki büyümesi ve diğer fizyolojik işlemler için gereklidir. Bu nedenle suyunda sürekli ve yeterli miktarda sağlanması önemlidir.
     Havalanma ve su tutma esas olarak ortam porozitesinin bir fonksiyonudur. Porozite büyük ve küçük boşluklardan oluşur. Büyük boşluklar havalanma ve drenaj, küçük boşluklarda su tutma açısından önemlidir. Hava dolu boşluk miktarı % 10 ve daha aşağıya düştüğü zaman bitki büyümesi önemli derecede sınırlanır. Havalanma porozitesi en az % 20-25 olmalıdır. Bu değer sıcak sera koşullarında köklerin oksijen ihtiyacı ve karbondioksit üretimi arttığı için % 45' e kadar da çıkabilmektedir. Havalanmanın artması su tutmayı azaltır. Ancak yetişmede kötü havalanma yerine sık sulama yapılması tercih edilir.
     Ortamın fiziksel özellikleri koşullara göre değişebileceğinden sabit değildir. Partikül büyüklük dağılımına bağlı olarak kütle yoğunluğu, porozite gibi ortam fiziksel özelliklerinde önemli değişimler görülür. Sıkışma da bu özellikleri etkileyen diğer önemli bir faktördür. Sıkışma kütle yoğunluğunda artışa, büyük gözeneklerde de azalmaya neden olur. Dolayısıyla ortamda uygun partikül büyüklük dağılımı seçimi yanında materyalin de zamanla sıkışmadan oluşabilecek değişimlere karşı da stabil olması önemlidir.
     Pomza ( bims ) , bitki yetiştirme ortamı olarak geniş ölçüde kullanılan bir materyaldir. Fiziksel ve kimyasal özellikleri değişmeyen yapıdadır. Bu durum Pomza ( bims ) nın defalarca kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda toprağa göre daha hafif olduğundan işlenmesi, nakliyesi ve yerinde kullanımı da kolaydır. Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde önemli miktarda Pomza ( bims ) rezervi bulunmaktadır. Pomza ( bims ) nın 2002 yılı dünya üretim miktarı 13 x 10 6 ton'dur. Türkiye'nin ortalama yıllık üretim miktarı ise 1.5-2 x 10 6 ton'dur.
  Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin muhtelif yörelerindeki Pomza ( bims ) materyalinin havalanma ve su tutma kapasitesi açısından özelliklerini belirleyerek tarımda kullanılabilme potansiyellerini ortaya koymaktır. Sonuç olarak;
Havalanma ve su tutma kapasitesi açısından tüm yörelere ait Pomza ( bims ) materyalleri yeterli olup bitki yetiştirme ortamı olarak kullanılabilir
Ortamda tek boyutlu ince materyalin kullanılması havalanmayı azaltırken su tutma kapasitesini artırmakta, kaba materyalin kullanılması ise tersine havalanmayı arttırırken su tutma kapasitesini azaltmaktadır. Ancak karışım halinde materyal kullanılması durumunda havalanma ve su tutma kapasitesi açısından çok daha sağlıklı değerlere kolayca ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla tek tane boyutlu materyal kullanımı yerine karışım halinde materyal kullanılması daha uygundur.
Kök havalanmasının çok daha önemli olduğu sera koşullarında daha fazla havalanma sağladığı için kaba materyalin fazlaca bulunduğu ortamlar tercih edilir.

Kemre Gübre

Koyun Ağılları (Koyun Barınakları)’nın zemininden elde edilir. Kış aylarında ağılların sıcak olması için altına saman serilir. Saman, meradan gelen koyunların üzerindeki suyu emer. Yağışlı havalarda koyunlar ıslanır. Yünlerinde gelen suyu saman emer. Aynı zamanda koyunların gübreleri ve idrarları da samana karışır. Üzerinde hayvanlar gezindiği zaman da sıkışır. Böylelikle ağıl zeminindeki saman zamanla Humus, Nitrat ve iz elementler yönünden zenginleşir. Böylelikle meydana gelen, Preslenmiş gübreye “Kemre” adı verilir.


Kemre gübre içerisinde bulunan nitrat zamanla Küherçile (Azot, Nitrat, Potasyum, Sülfat, Fosfat ve Fosfor bileşimi) oluşur ve içerisinde bulunan bazı yabani ot tohumlarını yakarak öldürür. Böylelikle yabani ot mücadelesi doğal olarak yapılmış olur.

Leonardit Gübre

urdur'un Kemer ilçesinde özel bir şirket, madenden kazarak çıkardığı, 'Leonardit' denilen organik gübre olan humusu, yeni nesil gübre olarak piyasaya sürüyor.

Tüm madenler gibi kendine has fiziksel ve kimyasal özellikler göstererek hayvan ve bitkilerin başkalaşımından oluşan 'Leonardit'in, içerdiği yüzde 52 oranındaki zengin organik maddeler ile yüzde 46 oranındaki hümik ve fulvik asit oranıyla doğal bir maden olduğu belirtiliyor.
Jeolojik zamanlarda toprak altında kalan hayvan ve bitkilerin basınç ve nemin etkisinde kalmasıyla oluşan 'Leonardit', oluşum yönüyle linyit kömürüyle benzerlik göstermesi nedeniyle genellikle kömür olarak biliniyor.
Ancak linyit kömüründen, içerisinde barındırdığı zengin organik madde oranı ve ihtiva ettiği yüksek hümik ve fulvik asit oranı nedeniyle farklı olan 'Leonardit', mineral yönüyle zengin olması nedeniyle doğal humus olarak nitelendirilip tarım sektörünün yeni nesil gübresi olarak lanse ediliyor. Bu doğal gübre olan 'Leonardit', ürünlerde yüzde 25-30 arası verim artışı sağlıyor.1 kilogram humus, 5 kilogram hayvan gübresine eşit oranda verim sağlıyor.


Madenden çıkarılan 'Leonardit', kamyonlarla şirketin işletme tesisine getirilmesiyle üretim süreci başlıyor. Burada 4-6 ay arası beklemeye alınan 'Leonardit', önce elenip ayıklanıyor. Ayıklanan 'Leonardit', fırınlara verilerek 1-6 milimetre ebadında granül hale getirildiği gibi 0-3 ve 3-8 milimetre ebatlarında da hazırlanıyor.
'Leonardit'i, çeşitli kimyasallarla zenginleştirip toplam 9 çeşit ürün halinde piyasaya süren firmanın yıllık üretimini 10 bin tonken bunu 20-25 bin tona çıkarmak istiyor.
Yeni nesil gübre olan 'Leonardit'in yüzde yüzünün suda eriyip toprakta çözündüğünü dile getiren firmanın işletme müdürü Vedat Kalaycıoğlu, 'Leonardit'in işleme aşamalarını KMM'ye anlattı.'Leonardit'in, topraktaki bitki ve hayvan atıklarının basınç ve nem yoluyla oluşan organik toprak düzenleyicisi olduğunu ifade eden Kalaycıoğlu, "Leonardit', oluşum olarak linyit kömürüne benziyor ama içerisindekiler nedeniyle linyit kömüründen oldukça farklıdır. Çünkü linyit kömürünün organik madde oranı yüzde 5-10 arasındayken, 'Leonardit'te yüzde 40-90 arasındadır. 'Leonardit'in içinde hümik ve fulvik asitler vardır. 'Leonardit', elendikten sonra 0-3 ebatlarında granül makinesinde granül haline getiriyoruz. Tekrar fırına verip kurutarak paketlemeye alıyoruz. Ayrıca 'Leonardit'in içerisine kimyasal maddeler katıp zenginleştirerek 9 çeşit tür şeklinde piyasaya veriyoruz" dedi.
'Leonardit'e yurt içi ve yurt dışından yoğun talep geldiğini belirten Kalaycıoğlu, "Şu an yurt dışından Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya'ya ihracatımız var. Yurt içinde ise Trakya, Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinden yoğun bir talep var. Bu talepleri karşılamaya çalışıyoruz. Şu anda yıllık üretimimiz 10 bin ton. Bunu talebe göre artırarak 20-25 bin tona çıkarmak istiyoruz" diye konuştu.
Tamamen yeni nesil bir humus üretimi içerisinde olduklarını belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor İsa Kafa, vizyon ve gelişme olarak 'Leonardit'i desteklerini anlattı.Bebeğin altının ıslak olması ya da karnının aç olması sebebiyle ağlaması örneğini veren Kafa, " Şimdi artık kimyasallar yoğun olarak kullanılmasıyla ve yüzde yüzü suda ve toprakta erimeyen gübreler kullanıldığından toprağın ph değerleri yükseldi, tuzluluk oranları ve çoraklaşma arttı ve toprak yüzeyleri artık erozyona mahkum bir duruma geldi. Bu durumdan kurtulmak için 18. yüzyıldan itibaren dünya bilimi bir şeyi tespit etti. O da bu humus. Humusun yapısında hümik asitleri ve hümikleri bulunan, organik maddesi oldukça yüksek olan bu yapıya doğru gidiyoruz" dedi.
Organik maddelerin tarımın sigortası olduğunu vurgulayan Kafa, "Arazinize gübrelemeyi her türlü yaparsınız ama organik maddeyi vermeseniz, yapamazsınız. Bu organik maddelerin Türkiye topraklarındaki miktarı 0,2 ile 0.4 arasında çıkar. Bizim amacımız bu oranı en az 1'den 5'e kadar artırabilirsek, o zaman çiftçimiz, yetiştiricimiz herkes bir rahat nefes alacaktır. Bugün bunu, organik tarım, iyi tarım ve ekolojik tarım adlarıyla duyuyoruz. Şimdi bunun temelinde yatan organik madde insan yaşamıyla hemen hemen eş değerdedir. İnsan toplulukları çoğalmaya başladığı zaman, fazla yapılan üretim nedeniyle, organik madde tüketimi sürekli azalmıştır ve bugünkü hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
Tarlasında yonca ekimi yapan ve 'Leonardit' kullanan çiftçilerden Sait Ertaş, "1 dönümde 70 kilogram 'Leonardit' saçıyorum. Kullandığımız 'Leonardit' humusun verim durumu çok güzel, yüzde 20-25 oranında verim artışı görüyoruz. 8 defa hasat yapıyoruz. Diğer gübreleri de kullandım ama bu daha çok hoşuma gitti" dedi.

Leonardit''in Tarımda Sağladığı Verim Artışı ile İlgili Kaynak Araştırması
Leonardit’in ve Leonardit’ten elde edilen humik asitlerin (Humatlar) tarımda sağladığı verim artışı ve diğer faydaları ile ilgili yapılan uygulamalı araştırmalar ve araştırma sonuçları aşağıda sıralanmıştır.
Grand Forks' da yapılan testlerde, toprağa humat ( leonardit ) uygulanması sonucu patates üretiminde verimin % 28 arttığı tespit edilmiştir.
Humik asitin; inorganik azot, fosfor ve potasyum ile birlikte seralarda kullanılması sonucu domates üretiminde çok büyük bir artış sağlanmıştır ve üretilen domateslerin görünüşü daha göz alıcı olmuştur. Azot/humik asit oranın domateslerin büyüme hızına ve verim artışına büyük etkisi olduğu bulunmuştur.
Humik asit uygulanan seralardan elde edilen domatesler daha koyu kırmızı renkte olurken, sadece NPK gübre kullanılan seralardan elde edilenler açık kırmızı olmuştur. Yapılan testlerden 1 numaralı testte, humik asitin domates üretiminde % 100 oranında verim artışı sağladığı bulunmuştur.
Çözünebilir leonardit ( Aqua Humus) tütün tarlalarında test edilmiştir. Test sonuçları göstermiştir ki, leonarditin gübre ile birlikte kullanılması tütünün veriminde ve büyüme hızında önemli artışlar sağlamaktadır. Ayrıca, büyüyen tütün yaprakları daha geniş, daha yeşil ve daha güçlü olmuştur.
Kullanılan gübreye leonardit ilave edilince şeker pancarı üretiminde % 20 verim artışı sağlanmıştır. Toprağa sadece Leonardit ( gübresiz ) karıştırılması sonucu da arpa üretiminde % 20 verim artışı elde edilmiştir.
Domates tohumlarına leonardit uygulanması ile fide ve genç bitkinin büyümesi oldukça hızlanmıştır ve ürün veriminde önemli bir artış sağlanmıştır. Ayrıca, domates meyveleri daha büyük ve daha güzel görünümlü olmuştur. Fidenin sulama suyuna humik asit eklenince de aynı sonuç alınmıştır.

Yaklaşık 25 dekarlık bir domates tarlasında;
a) Sadece standart inorganik gübre kullanılmıştır.
b) Standart inorganik gübre ve leonardit birlikte kullanılmıştır.

Her iki uygulamanın sonunda elde edilen ürün miktarları karşılaştırılmıştır. Verim farkı olağanüstü olmuştur. Sadece inorganik gübre kullanılan bölgeden 3215 kg domates alınırken, aynı genişlikteki leonardit kullanılan bölgeden 5178 kg domates elde edilmiştir. Verim artışı % 61' dir. Ayrıca, bitkinin belirgin bir şekilde daha güçlü ve daha sağlam olduğu gözlenmiştir.
Humik asitin, patatesin gelişmesi ve verimi üzerine olan etkisini incelemek için 1964,1965 ve 1966 yıllarını kapsayan 3 yıllık bir araştırma yapılmıştır. İster patates tohumlarının humik asit ile işlem görmesi şeklinde olsun, ister yatak sulama suyuna humik asit karıştırılması şeklinde olsun, her iki şekilde de çarpıcı sonuçlar alınmıştır. Üç yılın ortalaması olarak, 2 gram/lb oranında humik asit karıştırılmış toprakta fide üretimi verimi 69'dan 231'e çıkmıştır. Tohumları % 10'luk humik asit çözeltisi ile işlem görmüş patateste üretim verimi %30 ile %40 arası artmıştır.
Humik asitin farklı bahçe bitkilerinin gelişmesi üzerine etkisi incelenmiştir.

İncelenen bitkiler ve sonuçları şunlardır:
Poinsetia: Daha koyu yeşil renk , daha geniş ve dolu kökler.
Doğu Papatyası: Daha geniş çiçek, daha dolu kökler.
Süs Biberi: Daha fazla köklenme.
Tatlı Patates: Daha hızlı ve fazla köklenme
Gül: Çok hızlı tepe büyümesi ve kök gelişmesi
Mersin ağacı: Daha hızlı ve fazla köklenme.
İncir: Daha hızlı ve fazla köklenme
Yaban Mersini: Daha fazla köklenme

1968 yılında yapılan geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir araştırmada; bir kontrol tarlasındaki patates üretimi ile, yaklaşık 250 kg/dekar miktarında leonardit uygulanmış bir tarladaki patates üretimleri karşılaştırılmıştır. Eşit alanlarda, kontrol tarlasından 17.900 kg patates alınırken leonardit uygulanmış tarladan 22.990 kg patates elde edilmiştir. Verim artışı % 28.4' tür. Ayrıca, leonardit uygulanan tarladan elde edilen bütün patateslerin özgül ağırlıkları hemen hemen eşit olmuştur.

Soya fasulyesi ile yapılan bir başka testin sonuçları ise aşağıdadır:

LEONARDİT' İN SOYA FASULYESİ VERİMİ VE GELİŞMESİ ÜZERİNE ETKİSİ

                                AŞILANMIŞ
Kontrol tarlası   Leonardit uygulanmış tarla         Kontrol tarlası   Leonardit uygulanmış tarla
Ortalama bitki yüksekliği (inches)            14,1       19,6       17,4       18,8
Fasulye verimi (grams/25ft.kanal)           103,0     292,0     169,0     313,0
Fasulye verimi (%)          100,0     283,4     164,7     303,9
Fasulye içindeki Azot     6,6          7,1          6,2          6,9
Fasulye içindeki Protein (%)       41,2       44,3       39,8       43
Toprağa % 0,5 ve % 0,25 oranlarında Sodyum Leonardit uygulanması sonucu çimen veriminde % 24,7 ve %14,4 oranlarında artış sağlanmıştır.
Bir tütün tarlası 3 bölüme ayrılmıştır. Bir bölüme hiç gübre ve Leonardit uygulanmamıştır. 2 ay sonra yapılan dikkatli bir inceleme sonunda gübre ve Leonardit atılmayan bölgede yetişen tütünde gövdenin zayıf olduğu ve azot eksikliği tespit edilmiştir. Leonardit uygulanan bölgede yetişen bitkilerin ise sağlam yapıda ve sağlıklı yeşil renkte oldukları belirlenmiştir.
Leonarditin süs biberlerinin gelişmesine etkisini inceleyen bir araştırma yapılmıştır. Yaklaşık 70 kg/dekar oranında Leonardit kullanılmıştır. Leonardit kullanılan bölümde biberler daha büyük boyutta daha ağır ve daha koyu kırmızı renkte olmuştur. Ayrıca, toprak yüzeyinin hemen üzerinde fazladan kökler oluşmuştur.
Farklı kaynaklardan elde edilen humik asitlerin mısır fideleri ve algae gelişmelerine etkisi incelenmiştir. Gelişmeyi düzenleyici ve hızlandırıcı en uygun humik asit oranları: mısır için 5 ppm ve algae için 60 ppm bulunmuştur. Bu oranlarda humik asit kullanıldığı durumdaki verim artışları ise; mısır için ( düşük inorganik madde içeren topraklarda ) % 30-%35 , algae için % 100 olmuştur. Humik asitin hangi kaynaktan elde edildiği test sonuçlarını etkilememiştir.
Topraktaki humik asit oranı arttıkça bitki içerisindeki fosfor konsantrasyonu da ( ürün seviyesine bağlı olmadan) artmıştır. Humik asit uygulaması ile bitkinin tepe kısımlarında yüksek demir konsantrasyonu, köklerde ise daha düşük demir konsantrasyonu gözlenmiştir.
Leonarditin ( ve humik asitin ) bitki gelişmesinde en etkili olduğu toprak türleri , düşük organik madde içeren toprak türleri olmuştur.
Leonardit, normal gübre ile birlikte, meyve ağaçlarında kullanılmıştır ve gelişmeye etkisi test edilmiştir. Leonardit’in etkisi ile gövde kesit alanların %24-%47 arası oranlarında daha fazla büyüdüğü bulunmuştur.
Rusya genelinde yapılan araştırmalarda, farklı bitkilerin yetiştiği tarlalara humik asit düşük dozda uygulanmıştır.

Elde edilen verim artışları şöyledir:
Salatalık...................................... % 34
Domates(Rivermen).................... % 23
Domates(Sonato)....................... % 17
Patates....................................... % 28
Mısır............................................ % 30
Arpa............................................ % 55
Beyaz Pirinç............................. % 20
USA, Breau of Mines (Freeman, 1970 ) tarafından yapılan arazi ve laboratuar araştırmalarında, % 84,3 humik asit içeren Leonarditin patates, soya fasulyesi ve mantar kültürü üretimde verime etkisi incelenmiştir. Araştırmalar, ürünlerin veriminde büyük artışlar olduğunu göstermiştir. North Dakota'daki bir başka araştırmada da (Agvise Inc, 1977-1979 )arpa üretiminde önemli verim artışı sağlandığını bulunmuştur.
Rusya’da da Leonardit’in ürün verimini büyük ölçüde arttırdığını kanıtlayan bir çok araştırma yapılmıştır. V.T. Syabryai (1965) Toprağa Leonardit ve NPK uygulanması sonucu, patates üretiminin 6.100 kg/ha'dan 15.000 kg/ha'ya ve lahana üretiminin 5.600 kg/ha'dan 16.500 kg/ha'ya çıktığını göstermiştir. Arpada da verimin önemli ölçüde arttığını ve bitkinin çok daha hızlı büyüdüğü tespit edilmiştir.
Çin Halk Cumhuriyeti'nde yapılan ayrıntılı araştırmalara göre aşağıdaki tarım bitkilerinin üretilmesinde Leonardit kullanılması ile: Darı üretiminde:%60, buğday üretiminde, %37 ve mısır üretiminde %15 oranlarında verim artışı sağlanmıştır.
Leonarditin bütün tarım ürünlerinde verimi önemli ölçüde arttırdığı araştırmalarla kanıtlanmış bir gerçektir. Rusya ve diğer eski USSR Cumhuriyetlerinde yapılan uygulamalı araştırmalar sonunda bazı bitkilerde Leonardit kullanılması ile elde edilen verim artışları aşağıdaki oranlarda bulunmuştur.
Buğday %13-25 Domates             %20-30
Arpa      %15-18 Lahana %25-30
Karabuğday ve Darı        %25-50 Elma      %8-20
Mısır      %30       Üzüm    %25-30
Patates,havuç,pancar,turp         %25-40 Bütün narenciyelerde   %30-60
Pamuk  %10-30 Çayır,çimen,çim               %100'e kadar
Salatalık               %34-38                 
Bunların dışında çiçek yetiştiren firmalardan alınan bilgilere göre: üretilen gül ve papatyanın miktarı %30-100 arasında artmıştır, köklenme fazlalaşmıştır ve çiçeklerin açma zamanında 10-15 gün arası erkencilik sağlanmıştır.
Leonardit tarım ürünlerinde sadece verimi arttırmakla kalmamaktadır. Ürünün kalitesini de iyileştirmektedir. Leonardit uygulanınca tarım bitkilerinin bünyelerinde daha fazla besleyici - yararlı elementler toplanmaktadır. Örneğin;

Leonardit kullanılması ile :
C vitamini: Pancarda % 100' e kadar, turpta % 30' a kadar artmıştır.
Carotene: Pancarda % 100' e kadar, lahana da % 25 artmıştır.
Riboflavin: Bazı sebzelerde % 8-14 oranında artmıştır.
Niacin: Pancarda %79 ,lahanada %42 ve turpta % 50 artmıştır.
Pancar ve lahana yapraklarında protein %16-18 ve fosfor %26-28 oranlarında artmıştır.
Patateste daha fazla nişasta birikmiştir.
Ketende daha kaliteli lifler oluşmuştur.
Köklerde daha kaliteli yağlar birikmiştir.
Pamukta nükleer asit oranı hızla artmıştır.
Ayçiçeği tohumlarında yağ oranı hızla artmıştır.
Domatesteki şeker ve C vitamini % 45 oranlarına kadar artmıştır.

Mısır, patates,salatalık, kıvırcık gibi bazı tarım ürünlerinin yetiştirilmeleri sırasında oldukça fazla azot gübreleri kullanılır. Prof. Khristeva ve öğrencileri yaptıkları araştırmalarda toprağa Leonardit ilave edilmesi ile kullanılan azot miktarında % 50 azalma olduğunu bulmuşlardır.
Ayrıca, Leonarditin cholorosis bitki hastalığını bütünüyle önlediği ABD'nde kanıtlanmıştır.
Yapılan araştırmalarda; normal gübreleme programı ile birlikte Leonardit kullanıldığı durumla, sadece normal gübreleme programının uygulandığı durum karşılaştırılmıştır. Leonardit kullanılması ile elde edilen verim artışları, diğer sonuçlar ve araştırmayı yapan kuruluşlar aşağıda sıralanmaktadır:
Bitki       Araştırma Sonucu           Araştırmayı Yapan Kuruluş
Soğan   %25 verim artışı.%6 zayiat azalışı.             Novajo Agriculture Production Industry and New mexico State University
Havuç   % 84 verim artışı              Novajo Agriculture Production Industry and New mexico State University
Patates %5 verim artışı Daha fazla orta boy patates         Novajo Agriculture Production Industry and New mexico State University
Fasulye %10 verim artışı Fasulye tanelerinin boyutu %3,5 oranında arttı.              Novajo Agriculture Production Industry and New mexico State University

ÇİM,SÜS VE ÇEVRE BİTKİLERİ
Bitki       Araştırma Sonucu           Araştırmayı Yapan Kuruluş
Çim, (sarmaşık çim)        Renk ve kalitede iyileşme Azot oranında düşme              Michigan State UniversityP.Rieke. T.Nikolai,B.Leach
Çim, (sarmaşık çim)        Gelişme hızlandı. Yoğunluk ve renkte iyileşme  North Carolina State UniversityDr. Charles Peacock, S.Dorer
Bermuda çimi    Yüksek çim kalitesi hızlı büyüme              University of FloridaJohn L. Cisar
St.Augustine Çimi           %24 verim artışı               Wilkinson Farm, FloridaKeith Trenow
Vinca-Salvia       Büyüme indeksinde %7 artış kuru ağırlığında %83 artış  University of Georgia Dr.Tim Smalley
Kırmızı Meşe     2 mm' den büyük köklerde %65 artış2 mm' den küçük köklerde % 77 artış          University of GeorgiaDr. Tim Smalley
Narenciye fideleri           % 24 oranında daha hızlı gelişme              Becker GrovesLynn Ellis
Live meşesi        10 ay içerisinde calipergelişmesinde, % 4,5 artış               Lone Star Growers / Color Spot.Chris. Fox

Lee ve Bartlett (1976) yaptıkları araştırmalarla: mısır yetiştirilen toprağa humik asit ilave edilince kök ve sürgünlerde gelişmenin canlandığını, hızlandığını ve mısır veriminin %87 arttığını bulmuşlardır. Bu araştırmalarda, ayrıca topraktaki humik asit oranı arttırıldıkça bitkideki fosfor oranında arttığı da kanıtlanmıştır. Bu araştırma, humik asitin bitkilerin topraktaki fosforu alma yeteneklerini nasıl arttırdığını göstermektedir.
Merkez California' da domates yetiştirilen bitişik 4 tarlanın 2 tanesine sadece 5kg/dekar oranında Leonardit uygulanmıştır. Leonardit uygulanan iki tarladan ortalama 1 ton/ dekar daha fazla ürün alınmıştır.
Yine aynı yerde , 6 domates tarlasını her birinin yarısına , arka arkaya iki yıl, Leonardit uygulanmıştır. Leonardit uygulanan bölgeler ile uygulanmayan bölgeler arasındaki farkın ikinci yıl daha fazla olduğu ölçülmüştür. Verim artışı ikinci yıl daha fazla olmaktadır.
U.S. Agronomy Associates tarafından California, Washinton ve Idaho eyaletlerindeki pamuk, yonca, patates ve elma tarlalarında ve bahçelerinde yapılan testlerde, Leonardit uygulanınca verimin % 20 oranına kadar arttığı bulunmuştur.
ABD' nin batısındaki büyük çiftliklerde Leonardit uygulanması ile ilgili geniş çaplı araştırma ve testler yapılmıştır. Bu testlerde, Leonardit’in önemli ölçüde verim artışı sağlanmasının yanısıra, kullanılan su ve gübre miktarlarında da küçümsenmeyecek azalmalara neden olduğu bulunmuştur. Ayrıca, Leonardit sürekli kullanılınca , her geçen yıl verim artışı bir önceki yıla göre daha fazla olduğu gibi , su ve gübre ihtiyacı da bir önceki yıla göre biraz daha azalmıştır. Üçüncü yılda ,sulama suyu miktarında % 15 ve tarlaya atılan fosfat gübre miktarında % 10 oranlarında azalma olduğu bulunmuştur.
Sladky' nin yaptığı araştırmalarda humik asidin domates fidelerinde çimlenmeyi ve büyümeyi çok hızlandırdığı bulunmuştur. Aşağıdaki şekil Sladky' nin araştırma sonuçlarını göstermektedir. 50 ppm oranında humik asit kullanılınca kök ve gövdede büyüme 2 misline yakın artmıştır.
Humik asitin, kavun bitkisinin kök ve sürgünlerinde büyümeyi nasıl  etkilediği aşağıda şekilde yer almaktadır. En uygun humik asit oranı 37 ppm bulunmuştur. Bu oranda humik asit kullanılınca kökler 2 misline yakın ve sürgünler 2 mislinden fazla büyümüştür. Salatalık için ise, en uygun humik asit oranı 100 ppm bulunmuştur.
SONUÇ

Leonardit veya Leonardit’ten elde edilen humik asit ile, Dünyanın çok farklı bölgelerinde ve bizzat tarlada ( veya serada ) yapılan uygulamalı testlerin sonuçları özet olarak anlatılmıştır. Bu farklı yerlerde ve farklı bitkiler için yapılan testlerin ürün verimi artışıyla ilgili sonuçları bir araya getirilerek ayrı bir tablo yapılmıştır ve aşağıda verilmektedir.
Hem yazıda anlatılan örneklerden, hem de aşağıdaki tablodan
kolayca anlaşılabileceği gibi, Leonardit ( ve humik asit ) her türlü toprakta ve her türlü üründe, tartışmasız bir şekilde çok önemli oranlarda verim artışları sağlamaktadır.

Aynı bitki için farklı testlerde farklı verim artışı oranları bulunmasının nedenleri:
Toprak niteliklerini farklı olması,
Kullanılan Leonardit ( veya humik asit ) kalitelerinin farklı olması,
İklimsel farklılıklar,Test şartlarının ve test yöntemlerinin farklı olmasıdır.



Leonardit Tipleri

Leonarditin tarımda kullanımı esas olarak iki şekilde olur: Katı (granül ya da Pelet) veya Leonarditin ekstraksiyonu ile elde edilen humatları (sıvı veya toz).

Katı (Granül veya Pelet ) Leonardit Üretimi
Madenden çıkartılan Leonardit, kırılması, öğütülmesi, elenmesi, içerisindeki yabancı maddelerin temizlenmesi ve kurutulup suyunun alınması için bir dizi tesislerde, çeşitli ve uzun süreli işlemlerden geçirilir. Homojenizasyon işleminden de geçirildikten sonra torbalanıp tarlaya iletilen Leonardit (Toprağın, bitkinin ve Leonarditin türü ve özelliklerine göre değişen oranlarda ) toprakla karıştırılır. Ürünlerimiz içerisinde Akıllı Leo bu tip işlemlerden geçerek üretilen granül tiptedir. Piyasada direk elenmeden ya da yabancı maddelerinden ayır edilmeden, maden halindeki sadece kırarak toz halinde satılan ürünler de bulunmamaktadır. Bu ürünler yukarıda bahsi geçen etkileri tam manasıyla gerçekleştirememektedir.

Humat (sıvı veya toz ) Leonardit Üretimi
Leonardit, potasyum hidroksit ile Reaktör içerisinde kimyasal işleme sokulur bu işlem sonucunda ham sıvı hümik asit elde edilir, Daha sonra da Homojenizasyon ve filitrasyon işlemlerinden geçirilip sıvı Hümik asit elde edilir.

Toz Leonardit ise; Leonardit konsantre işlemine tabi tutularak kurutulup toz haline getirilerek paketlenip satışa sunulur.
Sıvı ya da toz Hümik asitler (Toz humatlar suda tamamen eriyebilme özelliğine sahiptir ) sulama suyuna karıştırılarak kullanılacağı gibi, yapraktan da uygulanabilir.

Katı Leonardit ( granül yada pelet ) veya humatları ( sıvı yada toz) tarımda tek başına kullanılacağı gibi doğal veya kimyevi gübreler ile (NPK) karıştırılarak da kullanılırlar. Leonardit ve Leonardit'ten elde edilen hümik asitler bütün Dünya ülkelerince kabul edilmiş olan Organik (Ekolojik) tarıma tam uygunluk sertifikasına da sahiptir. Gelişmiş ülkelerin tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımına getirdikleri sınırlamalar ve yasakların yanı sıra organik tarım ürünlerine olan talep artışları da Leonardit kullanımının hızla yaygınlaşmasında önemli bir etken olmaktadır.

Leonardit bütün tarım ürünlerinde;

Büyük ölçüde verim artışı ve önemli ölçüde erkencilik sağlayan,

Toprağı kirletmediği gibi, önceden kirlenmiş toprakları kendi kendine temizleyen yegane organik kaynaktır.

Leonardit Nerelerde Kullanılır?



Leonarditin yaygın olarak kullanıldığı başlıca alanlar şunlardır:

a) Tarımda, organik toprak kondisyonlayıcısı olarak

b) Humik asit konsantresi (humat) üretiminde ana hammadde olarak

c) Derin sondajlarda, sondaj çamuru katkı maddesi olarak (viskozite kontrolunda yayıcı-itici )

d) Toprağın ıslah edilmesinde. Sanayi artıklarının kirlettiği toprağın ve bunların oluşturduğu bataklıkların tümüyle
temizlenmesinde. Buralardaki kötü kokuların giderilmesinde.

e) Zengin organik kolloidal mineraller içermesi nedeniyle, hayvan yemi katkı maddesi olarak

f) Hava ve su filtre sistemlerinde.
Bunların dışında, Leonardit’in denizlerdeki petrol kirlenmeleri ile sulardaki radyoaktif kirlenmelerin temizlenmesinde ve insanlar için hazırlanan vitamin hapları ile ilaçlarda kullanılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
LEONARDİT İÇERSİNDEKİ HUMİK ASİTLER NELERDİR?

Leonardit içerisindeki humik asitler şunlardır:

a) Humik Asit: pH’sı 2’den küçük olan asidik özellikteki sularda çözünmez. Daha yüksek pH derecelerindeki suda veya alkalik özellikteki çözeltilerde çözünebilir. Moleküler ağırlığı fazla olup uzun zincir molekül yapısındadır. Rengi koyu kahverengi ile siyah arasındadır.

b) Fulvik Asit: Bütün pH derecelerindeki (asidik veya bazik) suda veya çözeltilerde çözünebilir. Moleküler ağırlığı düşük olup, kısa zincir molekül yapısındadır. Rengi açık sarı ile sarı-Kahverengi arasındadır.

LEONARDİT İÇERİSİNDEKİ HUMİK ASİT ORANI NEDİR?

Bu konuda, uluslararası düzeyde kabul edilmiş bir standart bulunmamaktadır. Leonardit içerisindeki humik asit oranı çeşitli kaynaklarda % 40’dan % 90’a kadar değişmektedir. Bir kavram karışıklığını gidermek için “Leonardit içerisindeki humik asit oranı” ile ne kastedildiğinin açıklanması gerekir. Bütün yayınlarda, Leonardit üreticisi veya pazarlayıcısı firmaların kataloglarında, Leonardit’in en ayırt edici özelliği olarak humik asit oranı verilir. Burada kastedilen, Leonardit’in içerisindeki humik ve Fulvik asit oranlarının toplamıdır.

DİĞER HUMİK ASİT KAYNAKLARI NELERDİR?

İçerisinde, daha düşük oranlarda da olsa, humik asit bulunan başka maddeler de vardır. Ancak en yüksek humik asit oranına sahip olan ve en önemli humik asit kaynağı, tartışmasız bir şekilde, Leonardit’dir. Bu gerçek, yapılan birçok araştırma ile de kanıtlanmış durumdadır. Leonardit, 70 milyon yıl süren bir humifikasyon sürecinin ürünyken, örnek olarak torfun oluşum süreci yalnızca birkaç bin yıl içinde tamamlanmaktadır.

Leonardit ve diğer humik asit kaynakları arasındaki fark, Leonardit’in molekül yapısı nedeniyle aşırı derecede biyoaktif olma özelliğinde yatmaktadır. Bu biyolojik aktivite diğer organik maddelere nazaran beş kat daha güçlüdür ve bu nedenle bir kilo Leonardit diğer humik asit kaynaklarının 5 kilosuna eşittir.

Leonardit bir gübre değil, toprak düzenleyicisidir ve bitkiler için biyolojik çözücü ve biyolojik alıcı olarak görev yapar. Diğer organik ürünlerle karşılaştırıldığında Leonardit özellikle bitki gelişimini güçlendirip hızlandırır ve toprağın verimliğini arttırır. Leonardit’in bir başka avantajı ise uzun süre etkili olmasıdır. Çünkü hayvan gübresi, kompost yada torf gibi çabuk parçalanıp yok olmamaktadır.

Leonardit tamamiyle ayrışmıştır ve bu nedenle bitkilerle topraktaki azot gibi besinler için rekabet içine girmez. Tam ayrışmamış kompost gibi maddeler için geçerli olmayan bu durumda, topraktaki organik maddeler mikroorganizmalar yoluyla hızla tüketilir ve humus formasyonu oluşmadan tamamiyle mineralize olurlur.

LEONARDİT’İN TARIMDA KULLANIMI

Leonardit’in tarımda kullanımı esas olarak iki şekilde olur: Katı (granül yada Pelet) veya Leonardit’in ekstraksiyonu ile elde edilen humatları (sıvı veya toz)

Katı (Granül veya Pelet ) Kullanım:

Madenden çıkartılan Leonardit, kırılması, öğütülmesi, elenmesi, içerisindeki yabancı maddelerin temizlenmesi ve kurutulup suyunun alınması için bir dizi tesislerde, çeşitli ve uzun süreli işlemlerden geçirilir. Homojenizasyon işleminden de geçirildikten sonra torbalanıp tarlaya iletilen Leonardit (Toprağın, bitkinin ve Leonardit’in türü ve özelliklerine göre değişen oranlarda ) toprakla karıştırılır.

Humat olarak (sıvı veya toz ) kullanım:

Leonardit, potasyum hidroksit ile Reaktör adı verilen makinelerde kimyasal işleme sokularak ham sıvı humik asit elde edilir. Homojenizasyon ve filitrasyon işlemlerinden geçirilen sıvı humik asit şişelenip satılır. Yada konsantre işlemine tabi tutularak kurutulup toz haline getirilerek pekatlenip satışa sunulur.

Sıvı yada toz humik asitler (Toz humatlar suda tamamen eriyebilme özelliğine sahiptir ) sulama suyuna karıştırılarak kullanılacağı gibi, yapraktan da uygulanabilir.Katı Leonardit ( granül yada pelet ) veya hamutları ( sıvı yada toz) tarımda tek başına kullanılacağı gibi doğal veya kimyevi gübreler ile (NPK) karıştırılarak da kullanılırlar.Leonardit ve Leonardit’ten elde edilen humik asitler bütün Dünya ülkelerince kabul edilmiş olan Organik (Ekolojik) tarıma tam uygunluk sertifikasına da sahiptir. Gelişmiş ülkelerin tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımına getirdikleri sınırlamalar ve yasakların yanı sıra organik tarım ürünlerine olan talep artışları da Leonardit kullanımının hızla yaygınlaşmasında önemli bir etken olmaktadır.

Türkiye önemli bir tarım ülkesidir ve tarım için ayrılmış çok geniş topraklara sahiptir.

Bütün tarım ürünlerinde;

Büyük ölçüde verim artışı ve önemli ölçüde erkencilik sağlayan,

Toprağı kirletmediği gibi, önceden kirlenmiş toprakları kendi kendine temizleyen.


erlit Nedir? Tarımda Perlit in Kullanımı
Kategori: Bahçe PeyzajıTarih: 04 Nis 2011Yorum yok15504 Kez Okundu

Seracılık, sebze yetiştiriciliği, fidecilik, çiçekçilik, mantarcılık, ve topraksız tarım ortamlarında toprak düzenleyicisi olarak yaygın şekilde kullanılan radyoaktif içermeyen hafif bir malzemedir.

Perlit 

Derinde ve ağır bir tempoyla soğuyarak kristallenip graniti meydana getiren mağmanın bir kısmıveya tamamına yakını yeryüzüne ulaşabilirse, asidik bir lav olarak yayılır. Gazsızsa veya pek az oranda içeriyorsa, granitin yüzey taşı olan riyolit meydana gelir. Çok fazla gazlı ise bunların uçarken bünyede oluşturdukları iri gözeneklerle süngertaşı (ponza) hasıl olur. Muhtemelen bu ortamda su hiç mevcut değildir, veya lav soğurken meydana gelen iri ve geniş gözenekler, taşın kapilarite özelliği kazanmasını önlemiştir. Çünkü ponzalarda hiç bünye suyu bulunmamaktadır. Ama bu asilik lavın aktığı ortamda su mevcutsa ve lav orta nispette gaz içeriyorsa, farklı bir olay gelişmekte ve yeni bir cevher teşekkül etmektedir.

Göller, bataklıklar, yaygın akarsu kolları ve sürekli yağmurlar gibi varlıklar ve olaylarla aktif suyun olduğu ortama yayılan asidik lav, suyun etkisiyle hızla soğuyacaktır. Fazla ve basınçlı gaz içermediğinden, soğuyan lavın bünyesinde geniş boşluklar yerine, kılcal parçalanmalarla çok ince boşluklar oluşacaktır. Yani başlangıçtan itibaren taşın kapilaritesi gelişmiş olup, su emebilecek ve içinde tutabilecektir.

Tabii en önemlisi, sulu ortamda hızla soğuyan camsı kütle, içine emerek hapsettiği bir miktar su moneküllerini, bağlı su olarak bünyesinde muhafaza edecektir. İşte perlitin teşekkülü böyledir.
Perlit bir izolasyon maddesidir.

Perlit Radyoaktif içermeyen bir madendir. Perlit anorganik bir maddedir. Bu özelliği ile yüksek ısıda özelliğini kaybetmez, yangının yayılmasını önler. Perlit bünyesinde, bol miktarda hava boşluğu bulundurmaktadır. Bu özelliği ile etkin bir ısı yalıtım, izolasyon malzemesidir. Darbeli ve yüksek frekanslı sesleri yalıtır.

Perlitin kimyasal yapısı kararlıdır. Nötr bir malzemedir. Suda erimez, çürümez, kimyasal reaksiyona girmez. Bu özelliği ile tarımda her türlü bitkinin üretiminde kullanılmakta, bitkilerin hastalıklarından korunmasında etkili olmaktadır. Perlit Hafif bir malzemedir.

Tarım Sektöründe Perlit Perlitin toplam gözenekliliği %90, havalanma gözenekliliği ` civarında olduğundan toprak drenajını düzenler, havalanmasını sağlar. Perlit bünyesindeki gözenekler sayesinde filtrasyonu arttırır, buharlaşmayı azaltır. Sulama ihtiyacını azaltarak tasarruf sağlar.

İnorganiktir. Hastalık taşımaz, barındırmaz. Çözünebilir iyonların çok az olması sebebiyle tuz ve alkalilik açısından sorun yaratmaz. Nötr (pH=6,5-7,5) oluşu ve düşük kimyasal tamponluğu ile ortam pH nı kolayca düzenler.




Isı izolasyon özelliği sebebiyle bitkilerin sıcaklık değişimlerinden etkilenmesini asgari seviyeye düşürür.

Ömrü uzundur. Steril üretimde yapısı bozulmadığından topraksız tarımda 6 yıla kadar kullanım ömrü olduğu gibi, üretim ortamının iyileşmesi sebebiyle erken ürün elde etme imkanı sağlar. Yapısı itibariyle fide köklerinde yıpranma ve hasarları önler.

Göllenme, şişme, kabuk oluşturma, balçklanma, kötü drenaj, çatlama gibi özelliklerin hiçbirini göstermez. Genellikle kullanımı torf ile birlikte olmaktadır. ve 1/4 oranında kullanılır. ( Örn: Hacim hesabı olarak 20 lt torf 5 lt perlit oranında oluşturulur.)

Topraksız Üretimde Perlit Sera sektöründe kullanılan toprağın kısa sürede değişmemesi, aynı ürünlerin üretime devam edilmesi sebebiyle sera toprağı yorulmakta, üretim kalitesi ve zamanı aksamaktadır. Organik tarım ile sağlıklı ürün üretilmesi son yılların güvenilir ürün talebini artırmıştır.Bu sebeple Topraksız tarım uygulaması etkin bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Topraksız tarım uygulaması birçok dış ülkede %95 lere varan oranlara ulaşmaktadır. Tarımda Perlit tek başına kullanılabildiği gibi, kum, ağaç kabuğu, torf gibi diğer maddelerle birlikte karıştırılarak kullanılabilmektedir.




Torbalar içinde üretim: Perlit veya Perlitli karışım ihtiyaca uygun miktarda torbalara konmakta, bitkiler bu torbalar içine dikilerek çok kolay bir şekilde yetiştirilmektedir. Torbalar siyah plastik örtüler üzerine belli aralıklarla sıralanmakta, besin eriyikleriyle su ve besin ihtiyaçları karşılanarak yetiştirilmektedir.

Topraksız üretim: Perlit veya perlitli karışım siyah plastik örtü üzerine muhtelif kalınlıkta serilmekte, fideler belli aralıklarla tabaka üzerine dikilmekte, su ve besin maddesi ihtiyaçları sulama suyu içinde verilmektedir.

Perlit Toprak Düzenleyicisidir Perlit, parklar, bahçeler, yürüyüş parkurları, futbol ve golf alanları çim toprakları için toprak düzenleyicisi olarak başarı ile kullanılmaktadır. Çimleri dış etkilerden korur. Basılma ile sıkışma ile çim zayıflarını önler.

Perlit kullanımı ile çimin gelişme alanı genişlemekte, belirli bir alandaki çimlenme sayısı artmaktadır. Perlit kullanımı ile çimin gelişme alanı genişlemekte, belirli bir alandaki çimlenme sayısı artmaktadır. Çim sahalarda kullanılacak perlit seçimi önemlidir. İri taneli Perlit homojen bir şekilde karıştırılarak kullanılması uygundur. Toprak sahalarda Perlit kullanımının faydası esneklik ve yumuşak bir zemin elde etmek için üst zeminin altına uygulanmaktadır.




Çimlendirme Yetiştiriciliğinde Perlit Perlit muhtelif sebze, çiçek ve benzeri tarım ürünleri tohumlarının çimlendirilmesinde kullanılmaktadır. Perlit hazırlanan kaplar (muhtelif kasa ve saksılar gibi) içinde usulüne uygun şekilde doldurulur ve tohumlar ekilir. Büyüyen fideler sökülerek üretim alanlarına dikilir. Bitki Köklendirmede Perlit Çiçek, meyve ve sebzelerin geliştirilmesi için çeliklerinin köklendirilmesine ihtiyaç vardır. Perlit tek başına veya diğer harçlarla karıştırılarak köklendirme süresini kısalttığı için tüm Dünyada ve yurdumuzda geniş şekilde kullanım sahası bulmuştur. Taşımada Perlit Hafif bir malzeme olması ve yalıtım özelliği ile çeşitli bitkilerin saklanması, taşınması ve paketlenmesinde başarı ile kullanılmaktadır.




Persa Perlit %92'nin üzerindeki toplam gözenekliliği ve %68 dolayındaki havalandırma gözenekliliği ile toprağın havalanmasını sağlar, drenajını yükseltir.

Çözünebilir iyonların yok denecek kadar az olması nedeniyle tuzluluk ve alkalilik yönünden herhangi bir sorun yaratmaz.

Parsa Perlit infiltrasyonu arttırır, buharlaşmayı azaltır. Sulamada ekonomi sağlar.

Süper iri perlit

İnorganik olmasından dolayı yabancı ot tohumu ve hastalık taşımaz.

Topraksız tarımda; sterilizasyondan sonra yapısının bozulmaması, üst üste 6 yıl kullanım şansı getirir. Erken ürün almayı sağlar.

Nötr (pH=6,5-7,5) oluşu ve düşük kimyasal tamponluğu ile ortam pH'ını kolayca düzenler.

Isı iletkenliği düşük olduğundan, bitkinin düşük sıcaklık değişimlerinden zarar görmesini en aza indirger.

Fide köklerinde zedelenme ve kayıpları önler.

Persa Perlit sıralanan b özellikleri ile seralarda toprak düzenleyici olarak, fide harçlarında katkı maddesi olarak ve topraksız tarımda yetiştirme ortamı olarak başarı ile kullanılır.


Tarımda Perlit Kullanımı

1. Perlit % 90'ın üzerindeki toplam gözenekliliği ve %60 dolayındaki havalanma gözenekliliği ile toprağın havalanmasını sağlar, drenajını düzenler.
2. Perlit infiltrasyonu arttırır, buharlaşmayı azaltır. Sulamada ekonomi sağlar.
3. İnorgonik olmasından dolayı yabancı ot tohumu ve hastalık taşımaz.
4. Çözünebilir iyonların yok denecek kadar az olması nedeniyle tuzluluk ve alkalilik yönünden herhangi bir sorun yaratmaz.
5. Nötr (pH=6,5-7,5) oluşu ve düşük kimyasal tanponluğu ile ortam pH'ını kolayca düzenler.
6. Isı İletkenliği düşük olduğundan, bitkinin günlük sıcaklık değişimlerinden zarar görmesini en aza indirger.
7. Topraksız tarımda; sterilizasyondan sonra yapısının bozulmaması, üst üste 6 yıl kullanım şansı getirir. Erken ürün almayı sağlar.
8. Fide köklerinde zedelenme ve kayıpları önler.
Perlit sıralanan bu özellikleri ile seralarda toprak düzenleyici olarak, fide harçlarında katkı maddesi olarak ve topraksız tarımda yetiştirme ortamı olarak başarı İle kullanılır.

ÇİMLENDİRME VE FİDE YETİŞTİRME ORTAMI OLARAK

Perlit sebze ve çiçek tohumlarının çimlendirilmesi için çok elverişli bir ortamdır. Bu amaçla hazırlanan saksı veya kasalara nemlendirilmiş Perlit doldurulur. Daha sonra iyice ıslatılır. Bu ortama tohumlar alışıla gelenden biraz daha derine ekilir. Tohum ekim yerlerinde fideler kotiledon yaprakları tam açılıp yere paralel bir görünüm alıncaya kadar tutulur.

Bu dönemde tohum kendi bünyesindeki besini kullandığından dışarıdan bir besin maddesi ilavesine gerek yoktur. Fideler bu görünümünde iken şaşırtılmasına özen gösterilir. Zira bu dönemden sonra kazık olan kökte saçaklanmalar başlar. Şaşırtmada gecikme sokum sırasında kök kaybına neden olur. Sökülen fideler genellikle plastik torbalara şaşırtılır.

Plastik torbalar 1:1 oranında Perlit-Torf karışımından hazırlanan bir harçla doldurulabildiği gibi, yalnızca Perlit İle de doldurulabilir. Perlİt-Torf karışımının 1 m3'üne, torbalara konulmadan önce 600 gr. P2O5, 400 gr. K2O, 300 gr. N, 100 gr. Mg ilave edilir. Saf perlitli torbalardaki fidelerin ise, besin eriyiği ile sulanması koşulu vardır.

Bu uygulama genellikle sera üretimine yönelik fide yetiştirmek için önerilmektedir. Perlit 'in çimenlendirme ortamı olarak en büyük üstünlüğü fidelerin şaşırtma sırasında hiç zedelenmeden çıkartılması ile kök kayıbının olmamasından kaynaklanır Steril olması ve özelliğini koruması ile yıllarca kullanımı mümkündür. Çimenlendirme ortamı olarak kullanılan Perlit 'in Süper iri olması gerekmektedir.

KÖKLENDİRME ORTAMI OLARAK

Perlit gerek tek başına gerek ise diğer harç materyalleri ile.karıştırılarak çiçek, sebze ve meyve çeliklerinin köklendirilmesinde başarıyla kullanılır.

1. Katlamanın yapıldığı kasalar yanlızca perlit ile doldurulmuş ise Öncelikle perlitin nemlendirilmesi ve sür­günlerin nemli perlite sokulmaları, sürekli olarak da perlitin nemli tutulması bu amaç İçin yeterlidir.

2. Köklendirme ortamı olarak Perlit , bir organik madde ile 1:1'den 9:1'e değin oranlarda karıştırabilir.

3. Ortamda toprağın da bulunması isteniyor İse 5 ölçek perlit, 1 ölçek organik materyal ve bir ölçek de sterilize edilmiş orta bünyeli toprak karışımı tavsiye edilir.

4. Katlama ortamının sürekli ve düzenli sulanması, ortamın sıcak ve nemli olması büyük önem taşır.

5. Köklendirme ortamı olarak kullanılacak perlitin iri taneli olması ile daha sağlıklı kök elde edilir.

6. Perlit ile harika bir köklendirme ortamı elde edilmesinin yanısıra, domates ve hıyar sürgünlerin den elde edilen fideler ile üretim yapılmasıyla çok pahalı olan sebze tohumlarını almaktan bir dönem için de olsa kaçınılarak büyük karlılık sağlamak mümkündür.

YETİŞTİRME ORTAMI OLARAK Perlit

Perlit 'in gerek topraklı gerekse topraksız kültürde pek çok yararlarını görmek mümkündür.

TOPRAKLI KÜLTÜRDE Perlit

Topraklı kültürde Perlit toprağın gereksinimine göre toprak düzenleyici olarak veya su kayıplarını azaltıcı olarak kullanılır. İyi bir toprak düzenleyicide; yarayışlı su kapasitesi yüksek, baz değişimi ve ısı kapasitesi fazla, tuz miktarı ve ısı geçirgenliği düşük olma koşulları aranır. Bunların tümü perlitte bulunan özeliklerdir.

1. Perlit, ağır ve yapışkan topraklara karıştırıldığında drenaj ve havalanma özelliklerinden dolayı kaymak tabakası oluşmasını, çatlama, göllenme, şişme ve büzülmeyi engeller.

2. Toprak düzenleyici olarak SERALARDA kulanılan Perlit toprağa kaba bir yapı kazandırdığı gibi toprağın su tutma gücünü ve besin maddelerinin yarayışlılığını da arttırmaktadır.

Perlit ile sera toprakları için kimyasal özelliklerinden daha önemli olan fiziksel özelliklerinin İstendiği yönde değişimi mümkündür. Alttan sulama ve damla sulama yapılan seralarda yastıkların üzerine 4-5 cm. kalınlıkta iri taneli Perlit serildiğinde su kullanımı yarı yarıya azaltılabilir.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yapılan bir araştırmada, sera toprağının üst kısmı 1:4 oranında iri Perlit ile karıştırılmıştır. Burada yetiştirilen dometeslere 6 defa karık sulaması yapıldığı halde normal sera toprağın da kiler 21 defa sulanmıştır. Görülüyor ki Perlit su kaybı ve iş gücü olarak büyük bir tasarrufa neden olmaktadır.

TOPRAKSIZ KÜLTÜRDE Perlit

Giderek yorulan sera topraklarında karşılaşılan sorunları gidermek için son yıllarda topraksız tarım uygulamaları başlamıştır. Pek çok dış ülkede %95'lere varan oranlarda topraksız tarım uygulamaları görülmektedir. Bu uygulamalarda Perlit tek başına kullanılabildiği gibi torf, kum, ağaç, kabuğu gibi diğer harçlar ile de karıştırılabilmektedir.

1. Topraksız kültürde Perlit veya perlitli harç. Sera toprağı üzerine serilen siyah bir plastik örtü üzerine 10-15 cm kalınlıkta yayılmakta ve fideler belli aralıklar ile bu yayılan tabaka üzerine dikilmektedir. Dikimi yapılan bitkilerin su ve besin maddesi gereksinimleri besin eriyikleri ile yapılan sulamalar ile karşılanmaktadır.

2. Diğer bir uygulama bitkileri; Perlit yada bir başka Perlit 'li karışımla doldurulmuş 5-10 litre hacimli torbalarda yetiştirmektir. Bu yetiştirme şeklide çok kolaydır. Zira üretim; bu torbaları yine toprak üzerine yayılmış siyah plastik örtüler üzerine belli aralıklarla sıralamak ve bitkilerin besin eriyikleriyle su ve besin madde gereksinimlerini karşılamaktan ibarettir.

Topraksız kültürün üstünlüklerini şöyle sıralayabiliriz:
- Besin maddelerinin ve suyun dozu daha iyi ayarlanabilmektedir.
- Topraklı tarımda önemli olan ekim nöbeti önemsiz hale gelir.
- Toprak kökenli hastalık ve zararlılar ile yabancı otlardan kaynaklanan sorunlar büyük ölçüde azaltılabilir.
- Sızma ve buharlaşma kayıpları azaltılabildiği için sudan büyük ölçüde ekonomi sağlanır.
- Toprak devre dışı kaldığı için, seralarda büyük İşgücü ve harcama gerektiren toprak işleme, yıkama, dezenfekte etme ve gübreleme işlemlerine gerek kalmaz.
- Tarım alanları, toprağa gerek kalmadığı için. daha yaygınlaştırılabilir.

ÇİM SAHALARDA VE TOPRAK SAHALARDA

Perlit bahçeler, parklar, futbol ve golf alanları ile parkurdaki çim toprakları için eşsiz bir toprak düzenleyicisidir. Dış etkiler ile veya basılma ile sıkışan topraktaki çim zayıflar, hatta yok olur.

1. Perlit ile çimlerin ömrü uzadığı gibi, balçıklarıma ve göllenme sorunlarının önüne de geçilebilir.

2. Perlit ile çimin yaprak alanı genişlemekte, yaprak ve kök sayısı artmaktadır. Çiğnenen toprak lardaki sıkışma yarı yarıya azaltılmaktadır.

3. Çiğnenen ve çiğnenmeyen çimlerde Perlit uygulaması aynıdır: 2,5 cm kalınlığındaki toprağa, 2,5 cm kalınlıkta Perlit karıştırılarak 5 cm kalınlığında karışım elde edilir. Perlit uygulama dan önce ıslatılmalıdır. Karıştırma işleminden sonra çim tohumu ekilir. Üzerine 4-5 kg/m2 yanmış çiftlik gübresi ile olanak varsa 100 gr/m2 toz kireçtaşı serilir.

Eğer çiftlik gübresi yerine ticari gübre kullanılacak ise 50 gr/m2 % 26'lık amonyum nitrat, 65 gr/m2 %18'lik süper fosfat ve 15 gr/m2 potasyum sülfat karışımı, belirli aralıklar ile uygulanır. Sulama rejiminde bir değişiklik yapılmaz.

4. Çim sahalarda standart veya süper iri Perlit kullanılmalıdır.

5. Perlit homojen bir şekilde toprağa karıştırılmalı,ilk biçim öncesinde merdane çekilmeli ve kesim makas ile yapılmalıdır.

6. TOPRAK SAHALARDA uygulama ise toprağa esneklik sağlaması ve yumuşak bir zemin elde edilmesi amacı ile uygulanmaktadır. Toprak sahada üst zeminin altına uygulanan Perlit ile amaca ulaşılmaktadır. Saha tanziminde tüm sahanın %30'unu Perlit oluşturmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------



Mutlaka su içeren perlitin özelliği, ısıtıldıktan sonra hacminin beklenmedik şekilde artmasıyla ortaya çıkar. Bu hususu biraz genişçe aktaralım:

Perlitin bünyesi içinde bulunan suyun tamamına bağlı su denir. Çünkü normal şartlarda taşıyıcı gövdeden ayrılamamaktadır.

Bu suyun %94-98 kadarı, ince kılcal sistemler tarafından kapiler sebeple tutulmakta olup, serbest su niteliğindedir. Yani camın veya mineralerin birleşimine girmemiş; ince boşluklara fiziksel nedenlerle sokulmuştur. Kendiliğinden çıkmaz, ama ısıtılarak veya emilerek yerinden alınabilir.

Geri kalan %2-6 kadarı ise, perlitin %90-97'sini teşkil eden volkanik camın içine, perlit oluşurken moneküller halinde girmiş, yani perlit camıyla birleşmiştir. Buna etkin su denir. Zaten bunun oluşundan ötürü cam kütle kristallenmemekte, perlit de varlığını korumaktadır.

Perlit ısıtıldığında, sıcaklık 450C iken, serbest suyun tamamı buhar olup gider. Ama kayada bir değişiklik olmaz. Sıcaklık 700 ila 1200C' a ulaşınca, camın bünyesindeki etkin su, birkaç yüz derecelik buhar haline dönüşerek kayayı patlatır ve kaybolur. Bu olayla perlitin hacmi en az 4 misli artar; cinsine göre bu artış miktarı 20 kat kadar olabilir.

Birleşim olarak, perlitin %90-97' sinin volkanik cam olduğu yukarıda söylenmiştir. Geri kalan kısmı kristallenmiş feldispat ve biyotit(siyah mika) dır. Az miktarda kuvars, apatit ve manyetit içerir. Bir ham perlitin birleşimi şöyledir:

Silisyum dioksit: %73.8 (Serbest silis en çok %4 tür)
Alüminyum oksit: %13.9
Sodyum oksit: %4.7
Potasyum oksit: % 4.3
Demir oksit: %0.9
Kalsiyum oksit: %0.9
Magnezyum oksit: %0.3
Su: %0.5

Not: Buradaki yüzdelerin toplamı %99.3 etmektedir. Geri kalan %0.7'lik fark ise, çok az bulunan manganez, kükürt, baryum, titanyum, nikel, galyum, bor, krom, bakır, molibden, kurşun, klor, zirkonyum ve arsenik gibi elementlerle oluşur.

Aslında bu tablo tipik bir granitporfirin birleşimidir. Demek oluyor ki, sadece bileşenleri onun granit magmasının yüzey kayası olduğunu göstermektedir.

Perlit çoğunlukla açık gri renklidir. Bazen siyaha kadar koyulaştığı gibi, açık yeşil ve kahverengi de olur. Ama renk ne olursa olsun, genleşen perlit beyaz renge dönüşür.

Perlitin özgül ağırlığı 2.2-2.4 gr/cm3' tür. Isıtıldığında, cinslerine göre, 840 ile 1100C arasında yumuşar; 1315 ile 1332C arasında erir.

Tuvönan perlitin bir metrekübü, ısıtılmadan önce, 2200 ila 2400 kg' dır. Ani ısıtılınca hacmi en az 4, en çok 20 kat arttığına göre, bu halde iken 110-600 kg/m3' tür. Böylece elde edilen büyük hacimli ve hafif kütle, asitlere ve diğer güçlere karşıda dayanıklı olunca, inşaat sektörü için vazgeçilemeyecek bir hammadde kaynağı haline gelir.

Perlit, doğada çok ince boşlukları haiz süngerimsi yapıda ve iç içe soğan zarlı bir bünyede bulunur;bazen de granülerdir. Suyu her zaman yüksek nispette içermez. Fazla içerenler iyi perlit sayılır. Çünkü büyük hacim artışı vererek kolay genleşirler. Bunlara aktif perlit denir.

Suyu az içerenler iyi cins sayılmayıp, pasif perlit veya yüksek ısı perliti diye adlandırılırlar.

Bir perlit formasyonunun cinsini anlamak için, ondan alınan ufak bir numunenin pürmüz alevinde teste tabi tutulması gerekir. Şayet numuna bir aktif perlit türü ise, pürmüz alevinin sıcaklığında bile kolayca ve fazla oranda genleşme gösterir. Pasif perlit ise pürmüzden hiç etkilenmez.

Etkin suyun perlitin içerdiği en önemli su olduğu yukarıda söylenmişti. Perlitteki oranının bulunması için, numune önce 370C dolayında ısıtılarak, içindeki serbest suyun gitmesi sağlanır. Soğuyan ve sabit konumunu kazanan numunenin, bu defa 1100C' a kadar ısıtılarak , kızdırma kaybı ölçülür. Bu kayıp, kaybolan monekül suyun, yani etkin suyun miktarıdır.

Perlit rezervi yönünden Türkiye, dünya ilkeleri arasında en başta gelendir. (Toplam 4.489,0 x milyon ton)

Genç volkanizma yönünden çok zengin olan Türkiye' de, bu volkanizmaya paralel olarak, Batı, Orta ve Doğu Anadolu' da geniş perlit yatakları oluşmuştur. MTA' nın 1970 ve sonraki yıllara ait yayınlanmış raporlarında, Türkiye' nin perlit rezervi 6 milyar tondan daha fazladır. (6.016,6 x milyon ton) (Kars/Sarıkamış, Van/Erciş, Bitlis/Tatvan, Adilcevaz, Nevşehir/Acıgöl, Derinkuyu, Erzurum/Pasinler, Çankırı/Orta Kalfat, Ankara/Çubuk, Kızılcahamam, İzmir/Cumaovası, Fıça, Dikili, Bergama, Erzincan/Mollaköy, Balıkesir/Sındırgı, Savaştepe, Manisa/Saruhanlı)


Kükürt

Kükürt toprakta 3 °C toprağın ısısını arttırır. Özellikle don tehlikesini önlemek için narenciye bahçelerine toz
kükürt atınız.


Toprak Düzenleyiciler

Klinoptilolit.
Leonardit.
Humas.
Kompost.
Biohar.
Çay posası.
Kuru üzüm çöpü.
Kükürt.
Odun kömürü.

Doğal Organik Gübreler

Yanmış keçi gübresi.
Fermante tavuk gübresi.
Yarasa gübresi.

Solucan gübresi.



Kompost

Kompost Nedir ? :
Kompost veya diğer deyişle komposto, bitkisel mutfak atıklarının, otların, dal, yaprak parçalarının kısacası tüm bitkisel artıkların ve hayvan gübrelerinin bir yere yığılarak çürütülmesinden meydana gelen, doğal bir gübredir.

Kompost Yapımı :

Kompost yapmak için herşeyden önce size küçük bir bahçe gerekmekte. Sonra aşagıdaki işlemleri sırasıyla uygulayın,

Doğru kabı seçin, en doğrusu, yere açacağınız uygun büyüklükteki çukurdur, ya da tuğla, ahşap veyatel kafesten yapılmış olan kompost kutusu yapabilirsiniz, tabanı toprak olmalıdır. Bunlardan başka hazır kompost kutuları da satılmaktadır onları da kullanabilirsiniz.
Yeşil malzeme (azot içeriği fazla olanlar)


Çim biçim artıkları,
Taze sebze meyve kabukları, artıkları,
Yaş taze otlar,
Çay atıkları,mutfak atıkları.
Yapraklar,
Taze çiftlik gübresi.

Kahverengi malzeme (Karbon sağlayanlar)

Dal parçaları,
Ağaç kabukları,
Testere tozu, talaş,
Çam ibreleri,
Kuru yapraklar,
Gazete kağıdı,
Saman, sap. vs.


Komposta neler konmaz?

Et, et ürünleri,
Süt ve süt ürünleri,
Kedi köpek dışkısı,
Yağlı yiyecek artıkları, yağ,
İşlenmiş kuşe, naylonlu, aluminyumlu vs. kağıtlar,
Tıbbi atıklar, çocuk bezleri, hijyenik pedler,
Gazete ve dergi kağıtları ( matbaa kimyasallarından dolayı),
Hastalık ve zararlı içeren bitki artıkları,
Üzerinde tohum olan yabancı otlar.

İyi bir kompostun sırrı Karbon /Azot oranının dengelenmesidir. Bunu basitçe kompost yığınınızı yaparken ayarlayacaksınız.

Yığınınızı kat kat hazırlamalısınız.

Yığını yapmaya kahverengi malzemeyle başlayın,
Hazırladığınız karışımı katlar halinde koymaya başlayabilirsiniz, 15 cm. yüksekliğinde kahverengi materyal, üzerine yine 15 cm. yüksekliğinde yeşil materyal koyunuz. Bir dirgen yardımıyla iki katı birbirine hafifçe karıştırın, düzeltin. Azotlu bir kimyasal gübreden elinizle tuz serper gibi üzerine serpin (bu fermentasyonu hızlandırır)

Sonra 3 cm. kadar bahçe toprağı koyun. Hazırladığınız katmanı sulayın.

Sonra yine bitkisel materyal ve yine toprak..., en üstüne ise toprak gelecek şekilde yığınınızı bitirin.

4 - 5 ay sonra gübreniz kullanıma hazır olacak. Bu arada ellemeniz de gerekmez. Gübrenizi doğanın ellerine bırakın.
Bitkisel artığınız çok bile olsa, yapacağınız yığının yüksekliği 1.2 m den fazla olmamalıdır.

Burada yığına koyacağınız dal, kabuk vs. parçalar mutlaka küçük parçalara ayrılmalıdır.Ülkemizde de artık dal ve bahçe çöpü parçalayıcıları satılmakta. Eğer, büyük bahçeli bir evde oturuyorsanız işinize çok yarayacaktır.